Sıkça Sorulan Sorular
Bazen arkadaşlarım, bazen benim şahsen tanımadığım arkadaşlarımın arkadaşları, bazen ailem, bazen iş arkadaşlarım, bazen girdiğim ortamda hiç tanımadığım insanlar, bazen bloğumdaki bir yazıyı okuyup altına yorum bırakan sevgili okuyucularım, bazen takma isimle e mail atan okuyucularım… Toparlamak gerekirse beni tanıyan ya da tanımayan ama yolu Dünya Benim Evim ile kesişen herkesin sorduğu sorular var bir de sorulamayan, merak edilen ve bunun enerjisini fazlasıyla hissettiğim sorular var :) İşte o sorular ve yanıtları bu yazının konusu :)
Bu seyahat etme merakı nerden?
Yıl 2008, üniversitenin 3. Yılı. Farklı bir dil okuyunca İngilizceyi unutmaya başlamıştım. İngilizce bu sonuçta iyi bir şey olmalıydı ki sokaklarda, caddelerde, metro çıkışlarında dil okullarının reklamı yapılıyordu. Ben de bir gün Taksim metro çıkışında English Time’ın standına gittim ve bilgi aldım. 2 kur alırsam 1 kur Londra’da ücretsizdi, bu kulağıma çok cazip geldi ve kayıt yaptırdım. 2 kuru tamamladım ve son kurumu Londra’da almak üzere öğrenci vizesine başvurduk. Yalnız ben bu işin peşine nasıl düştüm, nasıl takip ettim de sonuçlandırdım gerçekten hatırlamıyorum. Sadece şu günü hiç unutmuyorum. Vizemi konsolosluktan aldıktan sonra çantama koymuştum. Şişli’de ağzım kulaklarımda bir yandan yürüyor diğer yandan da ya şimdi biri çantamı çalarsa diye pasaportumu elimde taşıyordum :)
Londra benim ilk seyahatimdi. İlk kez uçağa Londra’ya giderken bindim. 20 yaşındaydım ve birkaç yıl önce hazırlık kitaplarında gördüğüm, üzerine cümleler kurduğum “Oxford Street” te yürüyerek dil okuluma gidiyordum. O günleri hep yüzümde kocaman bir gülümseme, kalbimde bir heyecanla hatırlıyorum. İşte seyahat etme merakı Londra ile başladı ve bitmek bilmeyen bir tutku ile devam ediyor. Gördüğünüz üzere öyle çocukluktan gelen bir şey değil benim seyahat merakım :)
Amerikan Vatandaşı mısın?
Amerikan vatandaşı değilim, Avrupa vatandaşı da değilim. Kürt kökenli bir Türk vatandaşıyım ama kendini Kürt ya da Türk hissediyor musun diye sorarsan hayır, hissetmiyorum. Ben kendimi dünyaya ait hissediyorum.
Amerikan vatandaşı değilsen nasıl bu kadar çok seyahat edebiliyorsun?
Senin gibi vizeyle seyahat ediyorum. Turistik Schengen vize başvurusunda bulunuyorum, evraklarımı topluyorum, sıraya giriyorum, başvuruyorum, acaba ne kadar süreli verdiler diye merakla bekliyorum ve vizem çıkınca çok mutlu oluyorum. Çok sayıda schengen vizem olmasına rağmen en uzun alabildiğim vize 6 aylık fakat vizeyi sömürmek konusunda mütevazi olamayacağım :) Bir de bu zamana kadar vize başvurularını hep kendim yaptım herhangi bir turizm acentesi kullanmadım.
Çalışmıyor musun? Sadece seyahat mi ediyorsun?
Son 5 yıldır sabah 9 akşam 6 çalışıyorum :)
Yıllık iznin ne kadar?
Yıllık iznim sandığınız gibi sizden farklı değil. 15 gün.
Eğer çalışıyorsan, yıllık iznin de 15 gün ise nasıl her hafta bir yerdesin?
Öncelikle aslında her hafta bir yerde değilim :) Fakat çoğu insanın algısı o şekilde. Evet bazen ayda 2 kere seyahat edebiliyorum ama genellikle ayda bir seyahat ediyorum. Genellikle Perşembe ve Cuma günlerini izin alıp hafta sonu ile birleştiriyorum böylelikle 4 günde bazen 2 ülke bazen 4 şehir görebiliyorum.
Nasıl bu kadar izin alabiliyorsun?
İnsanlar hayatını seçimleriyle yaşıyor. Seçimlerim beni hep insana değer veren firmalarla kesiştirdi. Çok şükür…
Kiminle seyahat ediyorsun?
2008 yılından beri seyahat ediyorum. Bunun ilk 2 yılını bazen tek başıma bazen de arkadaşlarımla seyahat ederek geçirdim. Son 5 yıldır ise eşimle seyahat ediyoruz. Seyahat etmeye başladığımızda evli değildik.
Seyahatlerini nasıl planlıyorsun?
Ucuz bileti nereye buluyorsam oraya gidiyorum. Bu kimi zaman popüler destinasyonlar olduğu gibi harita üzerinde yerini bilmediğim, ismini daha önce hiç duymadığım, hangi ülkeye ait olduğunu bile bilmediğim şehirler de olabiliyor. Genellikle aylar öncesinden bilet satın alıyoruz. Bileti aldıktan sonra konaklama organize ediyorum ve gideceğim yerin tarihini okuyup, gezilecek-görülecek yerlerini kapsayan bir to do list yapıyorum.
Ucuz bileti nereden buluyorsun? Konaklamayı nasıl yapıyorsun?
Sabah uyanır uyanmaz internette gezindiğim yerler genellikle seyahat sayfaları. Uçak firmalarının web sitelerine günlük olarak bakıyorum. Skyscanner gibi sitelerde kalkış yerine İstanbul yazıp varış yerine “her yere” seçiyorum ve gitmediğim yerler varsa ve bilet piyasanın çok altındaysa herhangi bir tarihe satın alıyorum. Konaklamayı ise airbnb, booking.com ya da hotels.com’dan yapıyorum. Couchsurfing üyeliğim olmasına rağmen hiç kullanmadım.
Nerelerde kalıyorsun?
Bazen birinin evinde bir odada, bazen manzaralı bir otelde, bazen küçücük bir hostel odasında, bazen yerel bir pansiyonda, bazen havaalanında :) Şehrin pahalılık durumuna göre değişiyor.
Gittiğiniz yerlerde yemek yeme konusunu nasıl hallediyorsun?
Nereye gidersem gideyim oranın mutfağından bir şeyler mutlaka yerim. Bu zamana kadar yemek konusunda zorlandığım hiçbir yer olmadı.
Bu zamana kadar en beğendiğin ve beğenmediğin ülke neresi?
Bu zamana kadar görüp de ay burası da ne biçimmiş dediğim bir ülke olmadı. Bence en bakir yerin bile bir ruhu, bir kültürü, bir tarihi var. O yüzden şu ülkeyi çok beğendim, şu ülkeyi hiç beğenmedim gibi bir durum söz konusu değil. Ama soru gördüğün yerlerden en çok nerede yaşamak istersin ise cevabım Londra :)
Seyahatlerinde her şey hep yolunda mı gidiyor hiç mi kötü anın yok?
Olmaz mı, tabiki var. Mesela Vilnius’un en merkezi bölgesinde bir köpek saldırısına uğradım ve 6 yıl oldu hala bacağımda ısırık izi var bir de üzerine nur topu gibi köpek korkum oldu. Riga’da kalacağımız yeri önceden organize etmemize rağmen hostele gittiğimizde kalacak yerlerinin olmadığını söylemişlerdi ve elimizde bavul akşamın bir vakti bu pahalı şehirde kalacak yer aramak zorunda kalmıştık. Sevilla’da regl ağrısından ötürü hastanelik olmuş ve son günümüzde hiçbir şey yapamamıştık. Balayımızın ilk lokasyonu Marsilya’da havaalanında uyuyarak güne başlamıştık. Londra’da pasaportumun, kimliğimin, paramın ve telefonumun bulunduğu çantayı trende unutmuştum ve bunun farkına 45 dk sonra varmıştım. Allahtan iş işten geçmemişti ve çantam orda beni bekliyordu. Barcelona’da dolandırıldık. Roma’dan Milano’ya sabah 6’da trenimiz vardı ve gözümüzü açtığımızda sabah 5:30’du. Uyuyakalmıştık ve ertesi gün Milano’da nikahımız vardı. Beyrut’ta son gecemizde taksi ile havaalanına gittiğimiz sırada ortalık karıştı ve silah sesleri eşliğinde havaalanına gittik. Aklıma gelenler bunlar ama bu liste uzar gider :) Fakat tüm bu anıları bile yüzümde gülümseme ile anıyorum. Evet, köpek ısırığını bile! :)
Blog yazmaya nasıl karar verdin?
Moskova seyahatimizin üstünden henüz 1-2 ay geçmemişti ki Cemal ile yaptığımız bir sohbette gittiğimiz çoğu yeri çoktan unuttuğumuzun farkına vardık. Yaa hani şurda enfes bi yemek yemiştik ya hani, neydi onun adı sorusuna cevap alamayınca bir an panik oldum. Bir dünya yer gördüm hiçbir şey hatırlamıyorum tribine girip öncelikle bizim için yazmaya karar verdim. Sonra gittiğim yerlere gidecek olan kişilere rehber olsun ve en çok da gitmeyi çok isteyip bir türlü yola çıkamayanlara ilham olsun diye blog yazmaya başladım.
Blogunun adı çok güzel peki neden Dünya Benim Evim?
Bir seyahatten döndüğümde diğeri için heyecanlanmaya başlıyorum. Bavulumu boşaltmaya vakit bulamadan sıradaki seyahat için bavula sadece eklemeler yapıyorum. Dünyanın dört bir yanında arkadaşlarım var. Ölmeden önce gezilmesi gereken yerler listem iki kelimeden oluşuyor; “bütün dünya”. Yani diyorum ki benim evim dünya :)
Bu zamana kadar kaç ülke, kaç şehir gördün?
Bu zamana kadar hiç oturup saymadım ama şimdi sayınca 2015 Ağustos itibariyle 26 ülke, 63 şehir.
Ve son olarak bu değirmenin suyu nerden geliyor?
Bence öncelikle ön yargılarınızı yıkın çünkü seyahat edebilmek için çok paranızın olmasına ihtiyacınız yok. Eğer seyahat tarihinizi 6-7 ay öncesinden belirleyip uçak biletinizi çok önceden alırsanız çok ucuz rakamlara uçabilirsiniz. Kalacağınız yer tamamen sizin bütçenizle ilgili bir durum. Gideceğiniz yerde 5€ ya da karnınızı doyurabilirsiniz 20€ ya da yine sizin bütçenizle ilgili. Hiç müzelere girmeyip tamamen şehri de gezebilirsiniz ya da sadece müzeleri de gezebilirsiniz yine bütçenizle ilgili. İster yürürsünüz ister toplu taşıma kullanırsınız yine size kalmış. Yapmanız gereken tek şey aslında karar vermek ve istemek. Ondan sonrası için alternatif çok. Bana gelince hatta bize gelince. Biz ikimizde sigara içmiyoruz, dışarda alkol tüketmiyoruz zaten öyle düşkün de değiliz. Evde vakit geçirmekten de büyük keyif alıyoruz. Bebek’teki kahvaltı mekanlarına gitmek yerine Caddebostan sahilinde piknik yapıyoruz. Hem de çok keyif alıyoruz. Kahvaltı yapıcam diye kuyrukta beklemiyoruz. Kıyafet alışverişi yapmıyoruz. Eğer gerçekten ihtiyacımız varsa satın alıyoruz ya da ben çok vurulduysam satın alıyorum. Etiler’de kuaföre gitmeyi uzun zaman önce bıraktım. Artık saç kesimime 60 lira değil 10 lira veriyorum. Mahallemdeki kuaförü kullanıyorum hem de çok memnun kalıyorum. Koca parası yemiyorum, birbirimize hediye alıcaz diye kendimizi strese sokmuyoruz bazen bir mektup bazen küçük bir pasta yetiyor. Deliler gibi para kazanmıyorum ama emeğimin karşılığını alıyorum. Ama ev almıyorum, araba almıyorum, arsa almıyorum, telefonumu her yıl yenilemiyorum. Böyle yatırımlar yapmıyorum ama bir sürü anı biriktiriyorum ve tutku duyduğum şeyi yapıyor seyahat ediyorum. Küçük küçük belki ama hepsi toplanınca bir yıllık seyahat parası ediyor :) Bende durum bi dedim ya istiyorum. Dünyayı gezmeyi ve deneyimlerimin başkalarına rehber olmasını, birilerine ilham olmayı çok istiyorum :) İsteyince oluyor ama dünya da benim gibi seyahat severleri seviyor böyle olunca bir bakmışsın oluyor :)
Allah’ım çok güzel <3
Canım Minem :)
Seni birebir tanımadan çok seviyorum, içtenliğin yazdıklarına yansıyor inan :) bana ilham oluyorsun az kaldı, seneye ilk gidiş noktamız Thasos olacak. Kalemine sağlık, sık yorum yapamasam da merakla yeni macera yazılarını bekliyorum.
Hoşkal!
Didem <3 Nasıl teşekkür etsem bilemiyorum. Gerçekten çok mutlu oldum. Ne kadar güzel bunları duymak. Çok çok sevindim, çok teşekkür ediyorum.
Ben hala o izinleri nasıl kopardığını anlamadım. Tam olarak ne iş yapıyorsun kie. Gelir durumun nasıl ayrıca. Eğer çok fazla kazanıosan orta gelirliler bu yazıdan ilham alamaz
Merhaba, Bir ilaç firmasında üst düzey yönetici asistanı olarak çalışıyorum. Ben inanıyorum ki seyahat etme tutkusunun orta veya üst gelirle ilgisi yok. Para sadece daha kısa zamanda daha çok ülke görmenizi sağlar.
Sevgiler
tşkler:)
Rica ederim :)
Yazdıklarını okuyunca eşimle benim yaptığım planlar ve yaptığımız tatiller aklıma geliyor. Demek ki herkes bizim gibi diye düşünüyorum. Bol gezmeler diliyorum
Ne kadar güzel. Bence bizler ayrıca çok şanslıyız, hayallerimizi bizimle birlikte gerçekleştiren eşlere sahibiz :) Bol gezmeler dilerim bende.
Sevgiler
Londra’nın sizin favoriniz olmasındaki sebebler nelerdir acaba ?
Merhaba Fatih, belki ilk seyahatimi Londra’ya gerçekleştirmemin etkisi büyüktür ama Londra’da beni çok etkileyen şeylerden biri kozmopolit bir şehir olmasına rağmen içinde barındırdığı düzen oldu. Evet, Londra da kalabalık ama müthiş bir yeraltı ulaşım sistemleri var, şehrin ortasında alabildiğine yeşil ve büyük parkları var, farklı milletten insanların barış içinde yaşadığı bir şehir. Bir de ben ingiliz aksanını çok seviyorum :)
Yaa cidden bayıldım çok ama çok güzel yazmışsınız gerçekten :) :)
Çok teşekkür ederim Elçin. İçimden geçenleri nasıl hissediyorsam öyle yazdım. Beğenmene çok sevindim :)
Ben her daim takipçin olarak bu yazıyı kaçırmışım ama şimdi okumak çok iyi geldi:)
Bu motivasyonu ve ilhamı yanıma alıp seyahat etmeye devam edeceğim:))
:) Yuppi! Yaşasın ilham dolu günler <3
Öznur, ben bu yazıyı yeni okudum ve okurken o kadar kendimi buldum ki, sanki benim cümlelerim gibi geldi, o derece!
Özellikle son soruya cevap olarak yazdıklarında birebir aynı düşünüyorum. Seyahat edebilmek elbette bir baz gelir istiyor, ama günlük yaşantını nasıl sürdürürkenki tercihlerin de en az %80 etkili. Bir defa İstanbul gibi bir şehirde yaşarken dışarıda yaptığın her harcama seyahatlerinden kısmana sebep oluyor. Çok pahalı bir şehirde yaşıyoruz, bunun bilincinde olup seçimlerimizi ona göre yapmak lazım.
Ben de 2 aydır iş yoğunluğundan hiçbir yere gidemedim, resmen bavulumla bakışıyoruz ve hasret kaldık birbirimize! :D
Tüm enerjinizle seyahatlere devam!
Özgecim, güzel başlayan günüme güzellik kattın :) İçinde küçücük bir gezgin ruh barındıran herkesin birbirine benzediğini düşünüyorum. Seyahat etmek için fon ayırmak konusunda ise tamamen sana katılıyorum. Önceliklendirme hem iş hem de kişisel hayatımda çok işime yarıyor. Geçen gün bir kaban beğendim. Baya hayalini kurduğum bir modelde ve hiç bir yerde bulamamışken birden çıktı karşıma. Fiyatına baktım, sonra dedim ki bir uçak bileti parası. Birsürü kabanım var ama gitmediğim daha birçok yer var dedim ve almadım. Böyle bir şey…
Umuyorum en kısa sürede karşına seni heyecanlandıran bir yer çıkar ve yollara düşersin :)
Sevgiler
Canim oznurcugum seyahatlerini merakla ve ilgiyle takip ediyorum ufakligim az daha buyusun bol bol fikir alacagim senden :) sevgili dershane, üniversite ve yurt arkadasim :))
Canım ne kadar mutlu oldum :)
sizi ve blogunuzu çok yeni keşfettim aynı şekilde geriye döndüğümde bir çok ayrıntıyı unuttuğumu fark ettim dediklerinizde çok haklısınız herşey para değil insan yeterki istesin yabancı dilimiz çok ileri seviyede olmadığı halde eşimle 15 günlük bi yolculuğa(izmir-roma-floransa-venedik-milano-paris-amsterdam) çıkmaya karar verdiğimizde bizi caydırmaya çalışan çok olmuştu :) ama neyseki bol bol yaz yağmurunda ıslanmak dışında bi olumsuzluk yaşamadık :) o kadar pozitifsiniz ki umarım hayat boyu mutlu bi sürü gezileriniz olur sevgiler
Merhaba, Yorumunuz için çok teşekkür ederim. İyi deneyimler de kötü deneyimler de bize bir şeyler katıyor. Önemli olan deneyimlerden ders çıkarmak. Mesajınız beni çok mutlu etti. Sevgiler
Merhaba, biz eşimle seyahat etmeyi çok seviyoruz. Nasıl seyahat ettiğimize dair bize de çok fazla SORULAR geliyor . Bazen yurtdışı tatilleri yurt içi tatiline göre daha uygun fiyata bile gelebiliyor yalnız bunu anlattığım zaman veya tatil bütçemizi paylaştığın zaman bunu inanamıyorlar . Tatil planlarımızı önceden yapıyoruz ve Uygun’a getiriyoruz gezmek gerçekten ufkumuzu çok genişletiyor ve bizi rahatlatıyor. Oh hayat size güzel diyen inanın bize de çok kişi oluyor benim de onlara cevabım şu hayat size de güzel olsun tadını çıkarın . Kimi araba alır kimi ev alır kimi arsa alır biz de kendimize yatırım yapıyoruz ve bundan çok mutluyuz. Herkes farklı şeyleri yatırım yapmayı sever ama yine de seyahate bütçe ayırmak istemez sonrada hayat size güzel der . Bu kesinlikle insanın hayata bakış açısıyla ilgili bir şey .
Çok güzel özetlemişsiniz. Kimisi ev alır kimisi de anı toplar. İmkanı olan dilediğini yapar.