Güney İtalya’nın En Romantik Kasabası: Positano Gezi Rehberi

Amalfi kıyılarına yaptığımız seyahati planlarken Positano’nun fotoğraflarına bakıp büyüleniyor ve kendimi o ikonik manzaranın içinde hayal ediyordum. Bilmiyorum size de olur mu ama ben görmeyi çok çok istediğim yerleri mümkünse sona bırakıyorum ki heyecanını son ana kadar yaşayayım. Bu geleneği bozmadım ve görmeyi heyecanla beklediğim o küçük kasabayı Amalfi kıyıları seyahatimizin en son gününe bıraktık.

Positano’ya nasıl gidilir?

Amalfi kıyılarındaki son günümüzü Ravello ve Positano’yu görmeye ayırdık ve Positano’ya Ravello’dan araba ile yaklaşık 1 saatte gittik. Fakat Sorrento’dan kalkan SITA otobüsleri ile de Positano’ya ulaşabilirsiniz. Yüksek sezonda yer bulmak çok zor oluyormuş o yüzden tavsiyem gitmeden önce mutlaka google’dan bir araştırma yapmanız. Biz araba ile seyahat ettiğimizden otobüslerle ilgili bir bilgiye sahip değilim.

Positano adının hikâyesi nereden gelir?

Bir efsaneye göre eski zamanlarda bir Türk gemisi sonradan Positano olarak adlandırılacak olan sahile vuruyor. Herkes panik haldeyken kaptan gemide bulunan Bakire Meryem tablosundan “Posa, posa!” yani “İndir, indir!” diye bir ses duyuyor ve bunun üzerine Bakire Meryem tablosunu denize atıyor. Mucizevi bir şekilde gemi batmadan tekrar su yüzeyine çıkıyor ve burada yaşayan yerliler tablonun atıldığı yere Meryem’in anısına bir kilise yaptırıyor. O kilisenin adı Santa Maria ve bu kasabanın adı da Positano olarak tarihe geçiyor.

IMG_6517

Kısa kısa Positano tarihi

  • Bu minik komünün 9. yüzyılda kurulduğu biliniyor.
  • 1268 yılında Pisa tarafından yağmalandıktan sonra dik yamaçları, kuvvetlendirilmiş duvarları ve sayısız gözlem kuleleri sayesinde komşusu Amalfi gibi güçlenmeye başlamış.
  • 1343 yılında meydana gelen korkunç tsunamiden sonra Positano tekrar yerle bir oluyor.
  • 15. yüzyılda Osmanlı’lı korsanlar tarafından zarar görüyor.
  • Neyse ki 18. yüzyılda talihi dönüyor ve limanı sayesinde ticaretin merkezi haline geliyor.
  • 19. Yüzyılın ortalarında kasaba tekrar zor zamanlardan geçiyor ve nüfusunun büyük bir bölümü Amerika’ya göç ediyor. Hatta New York 3. Caddede yaşayan Positanolu’ların, Positano’da yaşayan Positanolu’lardan daha fazla olduğu söyleniyor. –birazcık tekerleme gibi oldu ama idare edin- :)
  •  Ve olan oluyor, 1953 yılının Mayıs ayında Positano’ya gelen ünlü Amerikalı yazar John Steinbeck, Harper’s Bazaar dergisinde Positano ile ilgili bir yazı yazıyor ve Positano turist akınına uğruyor. John Steinbeck, Positano’yu şu cümlelerle anlatıyor:
    “It is a dream place that isn’t quite real when you are there and becomes beckoningly real after you’ve gone.”
  •  SS163 yolunun yapılması ile birlikte Positano, Picasso, Klee, Liz Taylor, Escher gibi dönemin ünlü yazarları, ressamları ve aktörleri tarafından seyahat edilen bir yer haline geliyor.
  • Günümüzde 4.000 nüfuslu bu komün her yıl yaklaşık 5 milyon turisti kendine çekiyor…

Positano ile ilk karşılaşma

Amalfi kıyılarında seyahat etmek her virajdan sonra acaba karşıma nasıl bir güzellik çıkacak tadında geçiyor. Fakat bu his Positano’ya yaklaşırken öylesine tavan yapıyor ki sabırsızlıkla ve büyük heyecanla o ikonik manzara ile karşılaşmayı bekliyorum. Derken ben minik bir çığlıkla Cemal’e arabayı parketmesini söylüyor, kendimi arabadan dışarı atıyorum.
Positano’ya girmeden tüm kasabayı tepeden gören küçük bir teras var. O terasa doğru yürürken kalbim adeta ağzımda atıyor gibiydi. Kendimi içinde hayal ettiğim manzaraların gerçeği ile karşılaşınca ben çok duygulanıyorum. Positano ile karşılaşmamız da çok duygulu oldu. Çünkü müthiş bir beğeni ile internetten fotoğraflarına baktığınız yeri canlı canlı görme hissi gerçekten pahabiçilemez!

IMG_6468

IMG_6472
Denizden yukarı doğru, kayaların üzerine kurulu Positano kasabası, pastel renkli evlerin, üzüm bağı teraslarının ve masmavi denizin biraraya gelmesi ile ortaya büyüleyici bir manzara çıkarıyor. Öyle bir manzara ki saatlerce izlenir. Rüya gibi, masal gibi… O pastel renkli evlere bakıp, içinde birilerinin yaşıyor olmasına inanamıyorum. Karşımda bir kasaba değil de çok gerçekçi bir tablo varmış gibi. Bakıp bakıp gerçek olamayacak kadar güzel diye içimden geçiriyorum ve hayatıma böyle bir anı katmış olmanın mutluluğuyla arabamızı parkedip bu ikonik manzaranın içine giriyoruz.

Positano’da aracınızı parkedebileceğiniz yerler neresi?

Amalfi kıyılarını araba ile gezmek harika fakat kayalar üzerine yapılmış bu renkli kasabada park yeri bulmak o kadar da kolay değil. Öncelikle kasabanın girişine park etsek de diğer araçların camında o bölgede yaşadıklarını gösteren kartları görünce arabayı buraya park etmemeye karar verdik. Yine de çok şanslıydık ki gittiğimiz ilk otoparkta içeriye alınan son araç bizimkiydi.
Ma Cri Parking aracınızı günlük olarak park edebileceğiniz bir otopark. Günlük otopark bedeli 20 euro diye hatırlıyorum ama daha az da olabilir.
Park yeri ararken çok dikkatli olun çünkü otoparkı kaçırırsanız Positano’nun o berbat tarfiğinde tekrar otoparka ulaşmak imkânsız olabilir.

Positano’da yapmadan dönme

Şimdi sıra o ikonik manzaranın içine girmeye geldi. Positano’yu yukarıdan aşağı gezmenin tek yolu yürümek. Evet, farkındaysanız boydan boya gezmek demedim çünkü Positano’da batı-doğu yok, onun yerine aşağı-yukarı var. Positano, rengârenk evlerin arasından masmavi denize doğru inen merdivenlerle dolu bir kasaba. O merdivenlerde ara ara durup manzaraya bakmayı unutmayın. Begonvil ve limon ağaçları ile kaplı daracık Positano sokakları birbirinden yaratıcı ürünler satan butiklerle dolu. El yapımı ve taş süslemeli sandaletler bir yanda, incecik keten kumaşlı elbiseler diğer yanda… O kadar çok butik var ki sadece 4000 kişinin yaşadığı bu kasabanın aslında ne kadar turistik olduğunu görüyorsunuz. Positano o kadar küçük bir kasaba ki meydanları da mini minnacık. O pastel renkli evlerin arasında yürümek inanılmaz keyifli ve her bir sokak sizi başka bir merdivene getiriyor.
Kasaba dışarıdan bakıldığında da içinde gezinirken de bir kartpostal gibi. Her sokak renkli. Duvarlar birbirinden renkli seramiklerle dolu. Ve o büyüleyici manzara bir şekilde hep karşınıza çıkıyor. Durup durup fotoğraf çekmek istiyorum ama saatlerce izlemek de istiyorum…

IMG_6482

Positano’da;

  • Spiaggia del Fornillo ve Spiaggia Grande plajlarına mutlaka inin. Spiaggia del Fornillo plajından, Spiaggia Grande plajına doğru giden bir yürüyüş yolu var ki manzarasına inanamayacaksınız. Spiaggia Grande plajında güneşlenirken yüzünüzü o büyülü Positano manzarasına dönmeyi unutmayın :)

IMG_6486

IMG_6484

  • IMG_6560 Piazza Flavio Gioia meydanındaki kalabalığa inanamayacaksınız ama siz yine de bu meydanda bir yürüyüşe çıkın.

IMG_6497

  •  Positano’nun isim hikâyesinde anlattığım kilise vardı ya işte Duomo di Santa Maria Assunta kilisesini mutlaka görün. Bu kilise renkli seramikli kubbesi ile o büyülü Positano manzarasının en belirgin yapısı diyebilirim.

IMG_6517

  • Via dei Mulini Sokağı hediyelik eşya satan mağazalarla dolu olan kasabanın belki de en en kalabalık ve turistik yeri.
  • IMG_6493
    Peki, o ikonik manzaranın fotoğrafını çekmek için nereye gitmem lazım?
    Google’dan açtığım fotoğrafı yemek yediğimiz restorandaki garsona gösterip “bu manzarayı nerede bulurum” diye sordum. Garson fotoğrafa baktı baktı ve burası bi otelden veya villadan çekilmiş deyince bi üzüldüm bi üzüldüm. O ikonik manzaranın içinde bi fotoğrafınız olsun istiyorsunuz, bu sizin en doğal hakkınız :) işte söylüyorum istikamet Le Sirenuse Hotel! Burası bir aile oteli ama dünyanın en pahalı ve en olağanüstü manzarasına sahip oteli. Bence yeterince paranız varsa mutlaka Le Sirenuse’de kalmalısınız fakat yoksa da üzülmeyin direk içeriye girin. Resepsiyona bir şey söylemenize gerek yok, zaten alışmışlar. Resepsiyondan sağa dönün işte o terasta istediğiniz kadar fotoğraf çekebilirsiniz :)

IMG_6539

IMG_6546

Positano’da yemeden dönme

  • Via dei Mulini’deki La Zagara’da Delizia al Limone yemeden dönmeyin. Birbirinden leziz tatlılarla dolu La Zagara’da eğer oturarak yerseniz 2-3 euro daha fazla ücret ödeyebilirsiniz. Biz İtalyanlar gibi barda ayaküstü takıldık.

IMG_6549

  • Da Adolfo restoranında yemek yemeden dönmeyin diyeceğim ve bununla ilgili hüzünlü bir anımı anlatacağım. Positano’ya gitmeden nerede yemek yiyelim diye bir araştırma yapmış ve küçük bir plajda, İtalyan bir aile tarafından işletilen ve sadece kayıkla ulaşımın olduğu Da Adolfo restoranını not etmiştim. Fakat kimse öğlen yemek servisi için Spiaggia Grande’den en son kayığın saat 13:00’te kalktığını yazmadığı için iskeleye vardığımızda son kayığı kaçırdık. Kayık kiralayıp gitmeyi düşünsek de kayık kiralayan kadının Amerikalı’ların çoktan restoranı doldurduğunu ve gitsek bile yer bulamayacağımızı söylemesi üzerine yıkıldım. Ama sonra dedim ki yıkılma Öznur, üzülme Öznur Positano dediğin nedir ki yine gelirsin :) O yüzden biz gitmedik ama siz gidin diye yazıyorum :) Eğer giderseniz benim için de tatlı yer misiniz? P.s: rezervasyon yapmadan gitmeyin n’olur.
  • Diyelim ki hiçbir şey planladığın gibi gitmedi ve Da Adolfo’ya gidemedin, üzülme! Ristorante Bruno diye bir yer var ki hem lezzetler efsane hem Positano’ya göre fiyatları uygun hem de enfes Positano manzarası tam karşında!

IMG_6507

IMG_6506

Eğri oturup, doğru konuşalım :)

Positano gerçekten çok etkileyici bir yer fakat biz Mayıs ayında yani sezonun henüz başlamadığı bir zamanda gitmemize rağmen o kadar kalabalıktı ki! Her yer insan doluydu. Hava da çok sıcak olduğu için açıkçası gezerken çok zorlandık. Bir de Amerikalı turistler tarafından esir alınmış gibi. Aşırı turistik olması sebebiyle fiyatlar da çok yüksek. Diyeceğim o ki eğer siz de bizim gibi Positano’u son sıraya bırakırsanız diğer Amalfi kasabalarındaki sakinliği ve huzuru beklemeyin. Bir de konaklama da aşırı pahalı. Positano’nun fotoğraflarından etkilendiğiniz için burada konaklama bakabilirsiniz fakat kalmasanız da olur. Tüm bunların dışında zaten uzun uzun da yazdım ama aynen Steinbeck’in de söylediği gibi;

IMG_6478

IMG_6488

IMG_6565
“İnsan Positano’yu ilk kez görünce gerçek olduğuna inanamıyor fakat Positano’dan ayrılınca karşıkoyulamaz bir şekilde gerçek olduğuna ikna oluyor.”

Dünya benim evim’i facebooktan, instagramdan ve twitterdan takip edebilirsiniz.

Bu rotanın ilk yazısı Güney İtalya Gezi Rehberi yazısı için tıklayınız.

Bu rotanın ikinci yazısı Napoli: Bohem sokaklar, sıcakkanlı italyanlar ve dünyanın en lezzetli pizzaları yazısı için tıklayınız.

Bu rotanın üçüncü yazısı Sokaklarından limon kokusu yükselen şehir: Sorrento yazısı için tıklayınız.

Bu rotanın dördüncü yazısı Maviye yolculuk: Capri Adası gezi rehberi yazısı için tıklayınız.

Bu rotanın beşinci yazısı Güney İtalya’nın gözbebeği: Amalfi kıyıları gezi rehberi yazısı için tıklayınız.

Sevgiler

Bunları da okumak isteyebilirsin

Bu konuda söyleyecek bir şeylerin olmalı

E-posta adresin yayımlanmayacak.