Kızıldeniz Kıyısında Bir Cennet: Şarm El Şeyh

Bundan yaklaşık 7-8 ay önce Ramazan bayramı tatilinde nereye gitsek diye internette gezinirken Şarm El Şeyh çıktı karşımıza. Bileti almadan önce biraz araştırdık ve büyük bir heyecanla Pegasus’taki kampanyayı ve biriken puanlarımızı kullanarak biletimizi satın aldık. Daha önce Fas ve Lübnan haricinde Afrika & Orta Doğu deneyimim olmadığından Mısır seyahati için oldukça heyecanlıydım. Fakat zaman yaklaştıkça Mısır’ın siyasi durumu ve Tunus’ta yaşanan otel olayından sonra ben biraz tedirginlik yaşadım. Acaba gitmesek mi bile dedim ama sonra Şarm El Şeyh’in çok iyi korunduğunu vs okuyunca gitmemezlik etmedik :) Hem Türkiye ne kadar güvenliydi ki Şarm El Şeyh’e gitmekten korkuyordum…

Sina dağı ile Kızıldeniz arasında bir cennet

Günümüzde tatil köyleri, resort otelleri ile turist akınına uğrayan Şarm El Şeyh, bundan 50 yıl önce 100 kadar bedevinin yaşadığı bir balıkçı kasabasından ibaretmiş. Bedeviler sabah erkenden kalkıp Kızıldeniz’e balık tutmaya giderlermiş. 1967 yılında Mısır ile İsrail arasında yaşanan savaş nedeni ile Sina yarımadası İsrailliler tarafından işgal edilmiş ve bu işgal Şarm El Şeyh tarihinde dönüm noktası olmuş. Zira o zamanın balıkçı kasabasının şimdiki halini alması İsraillilerin çabaları ve yatırımları ile olmuş. İsrail bu bölgede oteller, tatil köyleri, restoranlar açarak Şarm’ın bir turizm merkezi olmasının temellerini o dönemlerde atmış fakat Şarm batılı turistlerin tercih ettiği bir yer olmamış…  İsrail’in Şarm’daki bu hakimiyeti 1978 yılına kadar sürmüş. 1978 yılında dönemin Mısır devlet başkanı Enver Sedat ile İsrail başbakanı Menahem Begin arasında ABD başkanı Jimmy Carter’ın misafirhanesinde Camp David Antlaşması imzalanıyor ve İsrail, Mısır’ın İsrail’i tanıması ve diplomasiye başlaması şartı ile Sina yarımadası Mısır’a iade edililiyor. 1980 yılı itibari ile Mısır Şarm El Şeyh’in batılı turistler tarafından tercih edilmesi için birçok pazarlama aktivitesi yapıyor. Şarm’ı Kızıldeniz Riviyerası olarak konumlandırıp lüks otel zincirlerinin Şarm’da otel açmasını sağlıyor. Naama Bay diye adlandırdığı şehir merkezinde İngiliz pubları, restoranlar, cafeler açılıyor, tiyatro ve sinema salonları açılıyor. Tropikal deniz ve sıcak hava için 8-10 saat uçmak istemeyen Avrupalılar tatil rotalarını Şarm El Şeyh’e çevirmeye başlıyor ve 60’larda 100 bedevinin yaşadığı bu balıkçı kasabasının nüfusu 2008 kayıtlarına göre 35.000 kişiye ulaşıyor…

Kristal ve berrak denizi, denizaltındaki büyüleyici florası, doğu ve batı kültürünün karışımı şehir merkezi, lüks otel zincirleri, dünyanın en ünlü dalış merkezi oluşu ve yıl boyunca süren tropikal havası ile Şarm El Şeyh Rus, İngiliz, Amerikan ve İtalyan turistlerin değişmeyen tatil lokasyonu olma özelliğini taşıyor…

[metaslider id=1497]

Barış şehri Şarm El Şeyh

Havaalanı ve otel yolu arasındaki billboardlarda Sisi’nin fotoğrafı ilebirlikte “welcome to city of peace” yazılı. Bunun üzerine Mısırlı birine Şarm el Şeyh’in neden “barış şehri” olarak anıldığını sordum. Meğer Şarm El Şeyh dünyada barış konferanslarının yapıldığı bir şehirmiş. İsrail devlet başkanı ve Filistin devlet başkanı Gazze şeridinin kontrolünü görüşmek üzere Şarm El Şeyh’te görüşme yapmışlar. Mısır devlet başkanı ve İsrail başbakanı Camp David Antlaşması kapsamında ortaya koydukları barışçıl çabalarının sonucunda Nobel Barış Ödülüne layık görülmüşler… Fakat tüm bu barışçıl yaklaşımlara rağmen 2005 yılında terör saldırısına uğramaktan kurtulamamış Kızıldenizin bu güzel şehri…

Şarm El Şeyh’e nasıl gidilir?

Hem Pegasus hem de Türk hava yolları İstanbul’dan Şarm El Şeyh’e direk gidiyor. Biz Pegasus’un daha hesaplı uçması sebebiyle genel olarak Pegasus hava yollarını tercih ediyoruz. Bu uçuş için iki kişi gidiş dönüş 400 lira ödemişiz :) Şarm El Şeyh uçuşu gece saat 23:30’da ve 2,5 saatlik bir uçuş sonrasında Şarm El Şeyh havaalanına vardık.

Havaalanından otele transfer

Şarm El Şeyh turistik bir şehir olması sebebiyle iyi bir şekilde korunuyor. Bunu şehir içinde hissetmek de son derece mümkün zira havaalanı ve kaldığımız otel arasında 15 dakika mesafe olmasına rağmen 2 kere polis kontrolünden geçtik. Aynı şekilde otel ile şehir merkezi arasında 15 dakikalık bir mesafe olmasına rağmen 3 kere polis kontrol noktasından geçtik. Bunlar korkulacak gibi duruyor olabilir ama inanın orası için çok normal. Tabi gitmeden ve bu durumu deneyimlemeden bu kontrollerin normal olduğunu düşünmedik ve otele taksi ile gitmek yerine otelden transfer hizmeti satın aldık. Havaalanında karşılanıp otele götürüldük ve transfere tek yön için 17 $ ödedik. Fakat havaalanı çıkışında çok sayıda taksi de var, bilginiz olsun…

Şarm El Şeyh’te konaklama

Yukarıda uzun uzun bahsettiğim gibi Şarm El Şeyh otel zincirlerinin, tatil köylerinin bulunduğu bir turizm merkezi. Uçak biletini aldıktan sonra hemen hotels.com’dan kalacak yer bakmaya başladık. Şarm El Şeyh’te konaklama seçenekleri lokal oteller ve uluslararası lüks oteller etrafında toplanıyor. Kısa bir araştırmadan sonra Hyatt Regency Sharm El Sheikh’te kalmaya karar verdik. Daha önce Hindistanlı bir yönetici ile çalışıyordum ve o yöneticim Orta Doğu ve Asya seyahatlerinde hep Hyatt Regency’i tercih ediyordu aklımda bu bilgi kalınca ve rezervasyonu aylar öncesinden yaptığımızdan çok iyi bir fiyat yakaladık. İki kişi deniz manzaralı oda + açık büfe kahvaltı için gecelik 70$ ödedik. Aynı otele gitmeden birkaç gün öncesinde baktığımızda fiyat 200$ dı. Erken rezervasyonun faydaları :)

Hyatt Regency Sharm El Sheikh

Transfer hizmeti, güvenlik konusundaki titizlikleri, gecenin köründe vardığımızda bile yüzlerindeki gülümseme ile check in işlemlerimizi yapan resepsiyon çalışanları, deniz manzaralı ve ferah odaları, 6 farklı restoran seçeneği, yemeklerinin lezzeti, otelin konumu ve tüm çalışanlarının nazik yaklaşımı ile Hyatt Regency adeta bir cennet! Hyatt Regenecy aynı zamanda plajı ile de oldukça ünlü çünkü Kızıldenizin olağanüstü resifleri ve rengarenk balıkları adeta buraya toplanmış gibi. Biz otelden çok çok memnun kaldık ve yolu Şarm El Şeyh’e düşeceklere tavsiyem konaklamalarını Hyatt Regency’de yapmaları…

Şarm El Şeyh’e ne zaman gidilir? Sıcaktan ölmedik mi?

Hayır sıcaktan ölmedik :) Şarm El Şeyh’e temmuz ayında gideceğimizi duyan herkes deli misiniz, çok sıcak değil mi dedi. Evet çok sıcak. Mesela sabahın 7’sinde hava durumu 38 dereceyi gösterebiliyor. Gün boyunca zaten 40-43 dereceleri buluyor. Yere bastığımızda yerden bacaklarımıza doğru bir sıcaklık yükseliyordu ama nem oranı az olduğu için boğucu bir sıcaklık yok. Ben aksine sıcağın kemiklerimi ısıtmasından çok memnun kaldım :) Şarm el şeyh’te yıl boyunca hava sıcak. Kış aylarında hava sıcaklığı minimum 23-24 dereceyi buluyor. Dolayısıyla bana sorarsanız Şarm el şeyh’e yılın istediğiniz bir ayında gidebilirsiniz. Fakat klima ile dondurucuya çevrilen havaalanından dışarı çıkarken yüzümüze çarpan sıcak havadan ötürü bi’ şok yaşamadık dersem yalan olur :)

[metaslider id=1523]

Şarm El Şeyh’te neler yaptık?

Şarm El Şeyh tam bir aktivite şehri fakat ben bu konuda biraz seçiciyim gerçekten beni etkileyen ya da çok istediğim bir şey yok ise atlamıyorum hepsine :) Şarm El Şeyh’te yapılacak aktivite yazısını farklı bir yazı konusu yapacağım. Peki biz ne yaptık?

Kızıldenizin rengarenk dünyası ile tanıştık

İlk gün otelin plajına indik tabi otelin plajının dalış noktalarından biri olduğunu henüz bilmiyoruz. Hava baya sıcak olunca hemen kendimi Kızıldenizin bol tuzlu suyuna attım fakat o da ne! Su dizime bile gelmiyor ve deniz balık dolu. Ama daha önce sadece digitürkte radyo ekranında gösterilen akvaryumda gördüğüm balıklardan :) İnanamadık! Yani evet okuduk hep Kızıldenizin müthiş bir deniz altı yaşamı olduğunu ama bu kadarını beklemiyorduk. Oturduk balıklarla oynuyoruz. Çizgili, sarı, yeşil, püsküllü kuyrukları olan balıklarla. Bu arada Kızıldenizin dünyaca ünlü deniz altı yaşamını bozmamak için balıklara yem vermek, resiflere, mercanlara dokunmak yasak. Sonra şnorkelleri alıp iskeleden girince heyecandan nefesim kesildi! Hayatımda sadece Nat Geo’da izlediğim deniz altı dünyası resmen hemen altımdaydı. Rengarenk mercanlar, rengarenk balıklar o kadar olağanüstü ve inanılmaz duruyordu ki tüm gün Kızıldenizden çıkmadık :)

Mısır’ın rengarenk ışıkları ile süslü şehir merkezine; Naama Bay’e gittik

Akşam otelin Hint restoranında yemek yedikten sonra otelin misafirlerine ücretsiz olarak sunduğu shuttle ile şehir merkezine gittik. Naama Bay bölgesine geldiğimizde “işte şimdi Mısır’dayım” dedim :) Müthiş bir kaos, kalabalık, insanlar, turistler, kapalı, açık, çocuklu, çocuksuz sürekli bir hareketin olduğu birbirine paralel birkaç cadde… Cafe, restoran ve barlarla dolu bir cadde. Bar dememe bakmayın genel olarak mekanlarda yer sediri var. Mekanın ortasında bi’ sahne var ve insanlar dans ediyor. Caddeden yukarı doğru yükselen arap müziği ile bir anda alkol almadan kendimi sarhoş gibi hissetmeye başladım. Dans edenler, nargile içenler, son derece oynak arap müzikleri ve cadde karşılıklı aralıksız bu şekilde :) Bence mutlaka deneyimlenmesi gereken bir yer :) Biz caddeleri dolaştıktan sonra sandalyeleri olan bi cafede oturup mis gibi mango suyu içtik. Mango suyu Mısır’da çok meşhur ve gerçekten çok lezzetli. Bu sırada mango suyunu herkes içemiyormuş. Bazı kişilerde alerjik reaksiyon gösterebiliyormuş neyse ki güneş alerjimle yetiniyorum :)

Hediyelik eşya satan mağazalar firavun, ramses, piramit objeleri ile dolu. Bu hediyelik eşyacıları gezmek bile çok keyifli. Muhakkak bir şeyler almak isteyeceksiniz, pazarlık yapmayı unutmayın. Mısır’dasınız ve pazarlıksız hiçbir şey satın almayın.

Heyecandan sabahın 6’sında uyanınca gece 11’de uykum geldi ve otele döndük ki zaten kaostan başım dönmüştü :)

Dünyanın en güzel dalış merkezleri Şarm el şeyh’te

Şarm el şeyh’teki en çok tercih edilen aktivitelerden biri dalış. Şehirde çok sayıda dalış okulu var. Barracudas, Sharks ve Morays gibi dünyaca ünlü dalış okulları bu şehirde ve Kızıldeniz dalış sporu için bir cennet. Özellikle Ras Mohammed ve Tiran resifleri dünyanın en iyi iki dalış merkezi. Özellikle Ras Mohammed ulusal parkı, Akaba körfezi ile Süveyş körfezinin birleştiği yer olması sebebiyle plankton oranının en fazla olduğu yer bu yüzden balık çeşitliliği bakımından inanılmaz zengin.

Bilek seviyesinde gördüğüm balıklar beni bu denli etkilemişken denizin altına duyduğum merak gittikçe arttı ve Şarm el şeyh’e kadar gelip dalmamak olmaz diyip ikinci günümüzü Ras Mohammed ulusal parkı ve dalış aktivitesine ayırdık. Bu geçen seneye kadar sudan korkan biri için müthiş bir adım. Dalış nerede yapılıyor, nasıl yapılıyor, ben neler hissettim bu konuyu başka bir yazıda ele alacağım.

Son gün ise yine cennet otelimizin, kızıldenizin, balıkların ve güneşin keyfini çıkardık. Sıkılır mıyız acaba, bir aktivite mi yapsak falan diye düşünsek de hiç sıkılmadık :)

Yeme & İçme

Ben Fas’ta bile dışarda yemek yemiş biri olarak söyleyebilirim ki eğer hassas bir mideniz yoksa sokaktan da yiyebilirsiniz :) Ben Mısır’da hiç sokaktan yemedim çünkü yemekleri genellikle otelde yedik ama sokaktan mango suyu içtim :) Naama Bay’de KFC, Mc Donalds, TGIF ve Hard Rock Coffee var buralarda da yemek yiyebilirsiniz fakat mango suyu içmeden dönmeyin. Bu sırada eğer mideniz hassas ise her ihtimale karşı ilaç da götürün. Ben reflor aldım yanıma ama kullanmadım çok şükür :)

Şarm el şeyh macerasına giriş yazısı olsun bu :) Kızıldeniz ve dalış maceramı ve yapabileceğiniz diğer aktiviteleri farklı iki yazıda ele alacağım.

Biz Şarm el şeyh seyahatimizden çok büyük keyif aldık ve inanın bu kadar iyi olacağını hiç düşünmedik. Özellikle uçuş ve otel ücretlerini vs yazdım ki uzaktan yapılamayacağını düşündüğünüz şeylerin aslında bi Bodrum bi Çeşme’den daha ucuz bir şekilde yapılabileceğini görün… Hayat kısa aynı yeri 2 kere görmesek de olur değil mi? :)

Dünya benim evimden sevgiler