Yıl 2010. Erasmus’tan İtalyan arkadaşım Tania beni ziyarete İstanbul’a geliyor. Babamla Tania’yı havaalanında karşıladıktan sonra eve doğru yola çıkıyoruz. Tania ve ben arka koltuktayız. Tania meraklı gözlerle camdan dışarı bakıyor; ben de büyük bir heyecanla İstanbul’u anlatmaya başlıyorum ona. Şirinevler taraflarında Tania “Napoli gibi” diyor ve Napoli aklımda bu an ile kodlanıyor.
Neden diye soruyorum, Napoli de böyle tuğlalı ve turuncu kiremit çatılı evlerle dolu diyor. Biraz da pis. O an İstanbul’u Napoli’ye benzetmesine birazcık bozulsam da 2016 yılının Mayıs ayında gördüm ki Tania haklıymış.
Bereketli toprakların başkenti: Napoli
Napoli, adı bereketli topraklar anlamına gelen Campania Felix’ten gelen Campania bölgesinin başkenti ve Roma ve Milano’dan sonra İtalya’nın en büyük şehri. Güney İtalya’nın en büyük şehri olması sebebiyle ve diğer İtalya şehirlerinden çok daha farklı olduğunu bildiğimden Güney İtalya seyahatimizin başlangıç rotası olarak Napoli’yi seçtik.
Korna sesleri, el kol hareketleri ve şeridinde gitmeyen araçlar: Napoli trafiğine hoşgeldiniz!
Biz Napoli’ye Roma’dan kiraladığımız araba ile geldik. Napoli’nin trafiği dillere destan ama ben dedim ki İstanbul trafiği diye bir şey var Napoli’deki trafik de neymiş. Yanılmışım :) Roma’dan uzaklaşıp Napoli’ye yaklaştıkça gözle görülür şekilde değişiklikler olmaya başladı. Napoli’de arabalar şerit falan tanımıyor, sürekli bir boşluğu doldurma derdindeler. Avrupa’da korna sesi pek duymazsınız ama Napoli’de herkes her şeye korna basıyor :) Neyseki bünyelerimiz bu kaosa alışkın da yadırgamadık zira Napoli trafiği tam da dünyaya ün saldığı gibi inanılmaz kaotik :)
Napoli trafiğinde dikkatimi çeken bir diğer şey kazalı araba sayısı. Arabalar genellikle hem eski hem de hasarlı. İlginç olan ise hasar aracın trafiğe çıkmasına engel büyüklükte değil ise tamir edilmiyor. Bu yüzden Napoli boyası dökülmüş, kapısı içine göçmüş, camı kırılmış araçlarla dolu. Nasıl olsa tekrar gelip biri vuracak bakış açısı ile tamir ettirmiyorlar :)
Bilsen iyi olur: Trafik ile ilgili olmasa da yaya geçidi ile ilgili de bir bilgiyi paylaşmak isterim. Normalde Avrupa şehirlerinde yaya geçidinde yayaya mutlaka yol verilir. Zaten olması gereken o ama malum ülkemizde pek uygulanmadığı için başka şehirlerde arabalar durunca mutlu oluyoruz :) Fakat Napoli’de tıpkı İstanbul gibi yaya geçidini pek umursamıyor. Bu yüzden karşıdan karşıya geçerken yaya şeridinde bile olsanız arabalara dikkat ediniz :)
Sıcakkanlı İtalyanların şehri
Güneye doğru gittikçe ısınan hava insanları daha sıcakkanlı yapıyor sanırım :) Bakınız Adanalılar. Benim tanıdığım tüm Adanalılar hep cıvıl cıvıl :) Napoli’de de durum değişmiyor. İtalyan insanı genellikle sıcakkanlı zaten ama Neapolitanlar- Napolililer kendine Neapolitan diyor– daha samimi, daha sıcak ve daha güleryüzlü. Zaten bu samimiyet Napoli’nin birçok yerinde hissediliyor. Çamaşır asılı balkonlar İtalya’da birçok yerde karşınıza çıkar fakat Napoli’de çamaşır asılı olmayan balkon yok! Öyle ki eski şehirde bulunan evlerin balkonları bile rengarenk çamaşırlarla dolu :)
Diğer Güney İtalya şehirlerine göre Napoli’de çok az sayıda İtalyan olmayan kişi var. Son verilere göre Napoli’nin %98.5’i İtalyan ve bu şehirde yaşayan 20.000’e yakın yabancı ülke vatandaşları genellikle Ukrayna, Polonya, Sri Lanka diğer Doğu Avrupa ülkelerinden Napoli’ye göç etmişler.
Napoli genç nüfusun ağırlıkta olduğu bir şehir. Yine son verilere göre Napoli nüfusunun %19’unu 14 yaş altındaki çocuklar oluşturuyor ve diğer çarpıcı bilgi ise nüfusun sadece %13’ünü 65 yaş ve üstü insanlar oluşturuyor.
Napoli’de konaklama nerede yapılır?
Hotel Palazzo Esedra, Piazzale Vincenzo Tecchio, 50, 80125 Napoli
Eğer Napoli’nin göbeğinde kalmak isterseniz Via Duomo ve Via dei Tribunal caddelerini önerebilirim. Fakat araba ile eski şehir civarında kalmak büyük sorun zira eski şehire sadece belediyeden özel izinli araçlar girebiliyor. Bu sebeple biz şehir merkezine biraz daha uzakta kalıp, metro ile şehir merkezine gidebileceğimiz yerlere baktık. Bir de arabamız olduğu için otopark hizmeti sunan bir yerde konaklamak arabanın güvenliği açısından daha iyi olacaktı :) Eğer sizde de durum böyleyse Hotel Palazzo Esedra’yı gönül rahatlığı ile tavsiye ederim. Odalar çok büyük ve tertemiz, lokasyon olarak şehir merkezine çok uzak değil, otopark hizmeti var ve inanılmaz ferah bi otel.
1 gece 2 kişi için 245 lira ödedik.
Bilsen iyi olur: Piazza Garibaldi-tren istasyonunun bulunduğu bölge- için konaklanmaması gereken bölge deniliyor. Konaklamayı organize ederken buna dikkat etmeniz gerekebilir.
O meşhur godfather’lar da bu şehirde
Pizzayı dünyaya tanıtan Napoli’nin, en az pizzası kadar ünlü bir şeyi daha var o da meşhur Napoli Mafyası. O meşhuuur godfatherlar işte bu coğrafyada. Yazılanlara göre Napoli’nin bu kadar kirli bir şehir olmasında ve İtalya’nın suç oranı en yüksek şehir olmasında mafyanın rolü büyük. Napoli’de gerçekten sokaklar ağzına kadar dolu çöp kutuları ile dolu. O çöp kutularını ve şehrin girişindeki harabe yapıları görünce Tania’nın Şirinevler’i neden Napoli’ye benzettiğini anladım.
Napoli’de görmeden dönme
- Tarihi Napoli sokakları
Napoli 5 bölgeden oluşuyor. Bu bölgelerden en önemlisi UNESCO Dünya Mirası Listesinde de yer alan ve bütün sokaklarını gezmek isteyeceğiniz bölge Centro Storico.
Napoli sokakları yanyana dizilmiş taş binalar ve balkonlardan sarkan renkli çamaşırlarla hem bohem hem de çok renkli. Yunanlılar tarafından M.Ö 6. ve 7. yüzyıllar arasında bulunan Napoli Yunanca Neapolis yani Yeni Şehir anlamına gelse de şehir çok eski. Napoli sokaklarında yürümek pek keyifli. Bu sokaklarda adım başı pizzacı ve pizza satın almak için bekleyen uzun kuyruklar, eski yapıların altında uzayıp giden pasajlar, dondurmacılar, birbirinden renkli ürünler satan mağazalar göreceksiniz. Şehrin en kalabalık caddeleri, en önemli dini merkezler ve müzeler yine bu bölgede.
Görmeden dönme: Eski şehirde bulunan Via Duomo, Via dei Tribunal, Via San Gregorio Armeno, Spaccanapoli ve Via Benedetto Croce sokaklarını mutlaka görün. Şehrin en önemli katedrali Cattedrale di San Gennaro, Via Duomo’da, şehrin alışveriş caddesi Via dei Tribunal’de, şehrin en ilginç ve en renkli sokağı Via San Gregorio Armeno’da, şehrin en eski sokağı Yunan döneminden beri varolan Spaccanapoli’de.
- Mini mini Napoli meydanları
İtalya’da en sevdiğim şeylerden biri irili ufaklı bir sürü meydanın olması. Napoli’de çok fazla meydan olmamakla birlikte varolan meydanlar öyle tatlıydı ki ay neden bu kadar az meydan var diye söylenmedim tabii ki :)
Bu meydanlarda gezinmekten çok keyif alacaksınız;
Piazza Dante, Meydan adını şair Dante’den alıyor ve meydanın ortasında Dante’nin 19. Yüzyıldan kalma bir de heykeli bulunuyor. Yaz akşamlarında adeta bir panayır yerine dönüşen Piazza Dante Napoli’nin keyifli meydanlarından biri.
Piazza Bellini, Ben bu meydanı görmeden adına vuruldum. Bellini içkisini sevenler burada mı? O şeftalili aroma ne kadar tatlıysa bu meydan da o kadar tatlı :) Piazza Bellini bana her ne kadar bellini içkisini hatırlatsa da aslında adını ünlü bestekar Vincenzo Bellini’den alıyor. Napoli Üniversitesi’nin Edebiyat ve Felsefe Fakültesinin Piazza Bellini yakınlarında olması sebebiyle bu bölge çok sayıda bara, cafeye ve restorana ev sahipliği yapıyor ve akşamları canlı müzikle sokaklara taşan öğrencilerle dolup taşıyor. Ben Napoli’de en çok Piazza Bellini’yi sevdim ama sadece adından dolayı değil ruhundan da :)
Piazza del Gesu Nuovo, Uzun yıllar şehrin batı girişi olarak kullanılan Piazza del Gesu Nuovo Napoli’nin en eski ve en renkli meydanlarından biri. Bu meydan Chiesa del Gesù Nuovo (Yeni İsa Klisesi) ve Basilica di Santa Chiara’ya ev sahipliği yapıyor.
Piazza del Plebiscito, Günümüzde açık hava konser alanı olarak kullanılan bu meydanda bu zamana kadar Elton John, Maroon 5 ve Muse gibi isimler konser vermiş. Napoli’nin en büyük meydanı olan Piazza del Plebiscito adeta küçük bir Vatikan tadında. Meydanda bulunan San Francesco di Paola kilisesi buranın en belirgin simgesi. Napoli körfezine çok yakın olması sebebiyle burada size deniz kokusu eşlik edecek. Şehrin en önemli yapılarından Royal Palace’da bu meydanda bulunuyor.
- Hayranlık uyandırıcı İtalyan çini sanatı ve huzur
Basilica di Santa Chiara (Santa Chiara Manastırı), Napoli’nin en en en görülmesi gereken yeri Santa Chiara Manastırı. İtalyan çini sanatının renkli dünyasında bir yolculuğa çıkıp, manastırın nefes kesici doğasında kaybolacaksınız. Çinilerle kaplı sütunlu yollarda yürümek ve yine çinilerle kaplı banklarda vakit geçirmek için Napoli seyahatinizde mutlaka Santa Chiara Manastırına gelin.
1313 yılında yapılan bu yapı aslına uygun olarak bir kere restorasyondan geçmiş. Bana hissettirdiği huzur ve renkli dünyası ile Napoli’de aklımda kalan en güzel yerlerden biri.
Adres: Via Benedetto Croce, 16, Napoli
Bilsen iyi olur: Manastır haftaiçi 09:30-17:30, haftasonu 10:00-14:30 saatleri arasında açık. Giriş ücreti 6 eur.
- Orta Çağ’dan kalma kaleden Napoli Körfezi
Maschio Angioino (Castelnuovo), Napoli Körfezi kıyısında bulunan ve Orta Çağ’dan günümüze korunarak gelmiş Nuovo Kalesi’nden nefis Napoli Körfez’i manzarasını izleyebilirsiniz. 19. Yüzyıl İtalyan resimlerinin de bulunduğu bir galerisi de var fakat biz burayı en çok manzarası için tavsiye ediyoruz.
Bilsen iyi olur: Kale Pazartesi’den Cumartesi’ye sabah 09:00 akşam 19:00 arası açık fakat en son giriş saat 18:00’de. Giriş ücreti 6 eur.
- Biraz deniz havası
Via Partenope, Santa Lucia bölgesinde bulunan Partenope caddesine vardığımızda müthiş bir kalabalık vardı. Kalabalığın içine karışınca gördüğümüz manzara karşısında kelimenin tam anlamıyla nutkumuz tutuldu. Zira sahil boyunca devam eden bir pizza ile karşı karşıyaydık. Sonradan merak edip araştırınca Guiness Rekorlar Kitabı’na girmek için 2km uzunluğunda bir pizza yapılmış. Bu 2000m uzunluğundaki pizza hayatımda gördüğüm en ilginç şeylerden biriydi. Tabii ki pizzanın etrafı onunla selfie çektirmek isteyen insanlarla doluydu :) Hatta bazıları abartıp bumerang bile yaptı haha :)- o bazıları benim-
Partenope caddesi deniz kenarında olduğu için genellikle koşan veya akşam yürüyüşüne çıkan insanlarla doluydu. Sahil boyunca birçok cafe, restoran ve bar da var. Biraz deniz havası almak isterseniz yürümesi çok keyifli bir cadde.
Görmeden dönme: Santa Lucia bölgesinde bulunan ve vakit geçirmesi keyifli caddeler: Via S.Caterina, Via Chiara ve Via Toledo.
Napoli’den yemeden, içmeden dönmemeniz gereken yerler:
Dondurmacılar
Dondurmayı İtalya’da yedikten sonra bu yediğim şey dondurma ise bu zamana kadar yediklerim neydi diye sorguluyor insan :) Özellikle İtalya’ya has tatların dondurma halleri inanılmaz lezzetli! Mesela nutellayı kaşıklamak mı nutellalı dondurma mı diye sorarsanız gözüm kapalı nutellalı dondurma derim:)
Bence İtalya’ya yiyeceğiniz tüm gelatolar eminim çok lezzetli olacaktır ama Napoli’de bazı dondurmacılar var ki buralarda dondurma yemeden dönmeyin :)
Gay Odin, Via Benedetto Croce 61
Gay Odin Napoli’nin 1920’lerden beri çikolatacısı aslında. Fakat dondurmaları da en az çikolataları kadar ünlü. Via Benedetto üzerinde bulunan bu minicik dondurmacıda tavsiyem özellikle çikolatalı dondurma çeşitleri. Şehrin en iyi dondurmacısı olduğunu söylesem hiç abartmış olmam :)
1 top dondurma 1,70 eur
Bilsen iyi olur: Gay Odin Pazar-Perşembe 09:30-20:15, Cuma-Cumartesi 09:30-23:30’a kadar açık.
Fantasia Gelati, Via Chiaia, 186/187
Napoli’nin en sempatik ve en renkli dondurmacısı Fantasia Gelati. Zaten Via Chiaia üzerinde yürürken kapısındaki nostaljik dondurma makinası ile hemen dikkatinizi çekecek. Çalışanlar pembe şapkalı ve önlüklü. Bir de fotoğraflarını çektirmeye öyle alışmışlar ki hemen poz veriyorlar :) Çeşit çeşit dondurma var.
1 top dondurma 2,5 eur
Bilsen iyi olur: Pazartes-Cuma 7:00-01:00, Cumartesi-Pazar 07:00-01:30 saatleri arasında açık.
Kahve Kahve Kahve!
Bizim için kahve su içmek gibi. Öyle ki sabah uyandığımızda aklımıza ilk gelen şey kahve oluyor! Tabii ki hep böyle değildik ama seyahat ettikçe ve çeşit çeşit kahve tattıkça bizde iyi kahve nedir anlamaya başladık ve bi damak zevki oluştu :) Ben gittiğimiz yerlerden dünya küreleri toplarken, sevgilimde kahve satın alıyor ve sabahlarımıza renk katıyor. İtalya da kahve konusunda bir cennet!
Caffe letterario Intra Moenia, Piazza Bellini, 70
Piazza Bellini’de bulunan Caffe letterario intra moenia bu meydanın en en en güzel cafesi. Mini bi bahçesi ve pek huzurlu bi kapaı bahçesi var. İçeride çok nostaljik küçük bir kahve barı var ve oturup meydanı izlemek için harika bir yer. Öğlen saatlerinde giderseniz İtalyanlarla omuz omuza espresso içebilirsiniz.
Denesen iyi olur: Madem Napoli’desin Neapolitan kahve içmeden olmaz. Bu kahve espresso gibi ama daha serti. Eğer çok acı gelirse süt kreması isteyin ve tadını yumuşatın :)
Pizzayı dünyaya tanıtan şehir
Napoli denilince akla ilk gelen şey pizza. 19. yüzyılda Kraliçe Margaret’in isteği üzerine yapılan ve onun adını alan pizza Margarita ile dünya pizza ile tanışmış oluyor. Pizzayı İtalya’nın heryerinde yiyebilirsiniz fakat Napolilere göre gerçek pizza Napoli’de yenir. Napoli’de yediğim pizzadan sonra ben de dedim ki bu zamana kadar pizza yememişim. Napoli’deki pizza hamuru Roma’daki pizza hamurundan daha kalın ve daha gevrek. Zaten öyle çeşit çeşit pizza satmıyorlar. Adım başı karşılaşacağınız pizzacılarda 2 çeşit pizza var. Biri orjinal pizza margherita yani taze domates, mozzarella ve çok az zeytinyağı. Diğeri ise bunun fesleğenli olanı :)
Peki, Napoli’de pizza nerede yenir?
Napoli’de dünyanın en eski pizza restoranı olma konusu yılan hikayesine dönmüş durumda. İnternette bi araştırayım dedim ama birçok yer dünyanın en eski pizzacısı benim diyor fakat onlardan biri ön plana çıkıyor: Da Michele
Da Michele, Via Cesare Sersale, 1–3 (Centro Storico)
Da Michele Napoli’deki birçok yer gibi aile işletmesi. Burada sadece 2 çeşit pizza var. Biri klasik pizza margarita diğeri fesleğenli. İçerideki hava filmlerden fırlamış gibi. Mutfak açık. Dünyaca ünlü o pizza nasıl hazırlanıyor izleyebiliyorsunuz. Taş fırında pişen pizzalar kocaman ve evet, okuduklarım abartı değilmiş. Dünyanın en lezzetli hamuru, domatesi, mozzarellası birleşiyor ve ortaya parmakları yedirten bir pizza çıkıyor. Da Michele, Eat, Pray and Love filminin de çekildiği pizzacı :)
Bilsen iyi olur: Da Michele’deki sıra gerçekten abartı değil. Biz gittiğimizde saat 12:00 civarıydı ve sıra numarası almak istediğimizde ne kadar bekleriz diye sorduk , 2 saat dedi. Take away alırsak ne kadar bekleriz diye sorduk, 5 dakika diyince siparişimizi take way olarak verdik. Pizzamız pişerken içeriyi gezdik ve havasını da aldık. Pizzamız hazır olunca da yan sokaktaki merdivenlere gittik ve dünyanın en lezzetli pizzasını afiyetle yedik. Eğer gittiğiniz zaman sıra varsa take away almanızı tavsiye ederim.
1 pizza 4 euro :)
Aile lokantasında bir İtalyan akşamı
Trattoria Nennella, Vico Lungo Teatro Nuovo, 103/104/105
Nennella hiç turistik olmayan bir sokağın içinde yer alıyor. Akşam yemeğini yemek üzere Nennella’ya vardığımızda müthiş bir sıra vardı. Trattoria’nın sahibi olduğunu düşündüğüm adamın yanına gidip ne kadar bekleriz diye sordum, adını söyle dedi. Oznur dedim, tamam ben deftere Bella yazıyorum, sıra birazdan size gelir dedi :)
Trattoria Nennella tiyatrodan bir sahne gibi. Garsonlar masadan aldıkları siparişi bağıra bağıra mutfağa duyuruyor. Sürekli bir tabak çatal sesi. Havada uçuşan İtalyanca şarkılar. Atmosferi tek kelime ile muhteşem! Mutfak açık. Dışardan izleyebiliyorsun. Çalışanların hepsi inanılmaz sempatik. İngilizce menü var mı diye sorduğunuzda bir dakika diyip içeriden başka bir garson yollayacak kadar tatlılar :) Menü ise birkaç tane olduğundan masalar arasında dolaşıyor :) Zaten menü sadece bir kağıt parçası. 2 menü var. Biz 12 euroluk menüden seçtik. Başlangıç, makarna, tatlı hepsi içinde. Yemeklerin hepsi Napoli’ye özel. Hepsi lezzetli ve inanılmaz ucuz.
Eğer aradığınız şey geleneksel bir İtalyan akşam yemeği ise Trattoria Nennella bunun için muhteşem bir yer.
Bilsen iyi olur: Trattoria Nennella akşam 19:00-23:00 saatleri arasında açık.
Biz Napoli’nin bohem sokaklarında yürümeyi, Piazza Bellini’ye bakarak kahve içmeyi, elimizde lezzetli dondurmalarla manastırları gezmeyi, pizzayı yerinde yemeyi çok sevdik. Napoli mutlaka görmeniz gereken sıcak İtayan şehri. Şöyle tehlikeli, böyle hırsız dolu yorumlarına çok aldırış etmeyin zira bizim ülkemiz de hırsızlarla dolu…
Güney İtalya Gezi Rehberi yazısı için tıklayınız.
Dünya benim evim’i facebooktan, instagramdan ve twitterdan takip edebilirsiniz.
Merhaba, otelin bahçesinde çektirdiğiniz haritalı elbiseyi nerden aldığınızı sorabilir miyim? Zira bayıldım kendisine! :) Yazı da enfes olmuş, elinize sağlık.
Merhaba Gizem, elbiseyi diktirdim. Kumaşını ise Amsterdam’da bulmuştum. Teşekkür ederim :)