Amsterdam Rehberi

2016 yılının ilk seyahatini Amsterdam ile gerçekleştirdik. Amsterdam’a gideceğimi söylediğim insanlar ise bu duruma oldukça şaşırdı. Sen de Amsterdam’ı görmediysen artık dediler. Avrupa’daki köyleri, kasabaları dolaşmaktan Amsterdam’a ancak sıra geldi :)

Pegasus’un kış kampanyasını kaçırmak olmazdı. 2 kişi gidiş-dönüş 585 liraya bilet bulunca artık Amsterdam’ı görmek şart oldu dedik ve yolumuzu kanallar şehri Amsterdam’a düşürdük.

Amsterdam’da nerede kalınır?

Seyahat tarihimizden aylar önce konaklama bakmama rağmen fiyatlar çok yüksekti. Ben galiba artık booking.com kullanmayı baya baya bıraktım. Airbnb’de şehir merkezine otobüsle 15 dakika uzaklıkta pek tatlı bir ev buldum. Üstelik 2 gece 2 kişi için konaklamaya 467 lira ödedik ve hem evden hem de ev sahibimizden çok memnun kaldık. Bu arada airbnb ile igili güvenli mi, evleri neye göre seçiyorsunuz, referans şart mı? Gibi sorular geliyor. Ben bu zamana kadar Graz dışında bir sorun yaşamadım ve kesinlikle kullanmanızı tavsiye ediyorum. Hem düşünsenize en son ne zaman yeni bir şey yaptınız?

Amsterdam’da kaldığımız ev için tıklayınız.

Havaalanından şehir merkezine ulaşım

Amsterdam havaalanından şehir merkezine nasıl gidebilirsiniz? En rahat, en kolay ve en ekonomik seçenek olan trenle. 4 euroya 15-20 dakika içinde Amsterdam şehir merkezindesiniz!

Amsterdam küçük bir yer, yürüyerek dolaşırız dedik ama yine de tramvay kullandık. Size tavsiyem 7,5 euro verip günlük bilet alın.

Görmeden Dönme:

  1. Amsterdam müze cenneti bir şehir. Fakat 3 günlük Amsterdam seyahatimizde sadece müze gezmek istemediğimden ben Van Gogh Müzesine gitmeyi tercih ettim. Van Gogh’un tablolarından daha çok resim konusunda gösterdiği hırsa, sürekli kendini geliştirmesine, doğaya duyduğu tutkuya, kardeşi ile olan ilişkisine tek kelime ile hayran oldum. Bence Amsterdam’a gidip Van Gogh Müzesini görmeden dönmeyin.

Bilsen iyi olur: Van Gogh Müzesi önünde sabahın erken saatlerinden itibaren uzun bir sıra oluyor. Tavsiyem gitmeden önce online bilet almanız. Böylelikle bilet satın almak için uzun kuyruklarda vakit kaybetmenize gerek kalmaz. Bilet ücreti: 17 €. Van Gogh Müzesi her gün sabah 9 akşam 5 saatleri arasında açık. Cuma günleri ise akşam 10’a kadar açık. Yaz-kış tarifesinden ötürü saatler değişiklik gösterebilir. Tavsiyem gitmeden internet sitesinden kontrol etmeniz.

  1. Lale deyince aklınıza Hollanda’dan önce Türkiye gelmeli zira lalenin Hollanda’ya yayılması Osmanlı dönemine tekabül ediyor. (Sanırım tekabül etmek fiilini ilk defa cümle içinde kullandım.) Fakat adamlar sahip oldukları her şeyi şahane bir şekilde pazarladıklarından dolayı Amsterdam’a adım atar atmaz etrafınız lalelerle çevriliyor. Yanlız ben hayatımda böyle güzel lale görmedim. Nerde mi? Bloemenmarkt’da yani çiçek pazarında. İster tezgahları gezin, ister buraya kadar gelmişken bir de lale soğanı alayım deyip alışveriş yapın size kalmış ama Bloemenmarkt Çiçek Pazarını mutlaka görün.

Bilsen iyi olur: Pazar günü hariç her gün sabah 9.00 akşam 17.30 saatleri arasında açık. Pazar günleri ise öğleden önce 11.00’de açılıyor.

  1. Amsterdam küçük bir şehir ve her yer birbirine çok benziyor. Bir kanaldan diğerine geçerken biz sanki buradan geçmiştik hissi yaşatıyor. Benim Amsterdam’da en sevdiğim caddeler: Kalverstraat, Heiligeweg, Leidsestraat, Nieuwendijk ve Utrechtsestraat. Bu caddelerde yürümeden Amsterdam’dan dönmeyin.

Bilsen iyi olur: Nieuwendijk 16 numaradaki Dill & Kamille ev dekorasyon ürünleri satan mağazaya bayılacaksınız. Bir de Utrechtsestraat 110-112 numarada bulunan mağazayı görünce ise kendinizden geçeceksiniz çünkü mağaza birbirinden değişik tasarıma sahip dünya haritaları, yer küreleri, dünya haritalı çantalar, şemsiyeler, abajurlar, kalemlikler satan bir yer. Ben daha önce bu kadar harika bir yer görmedim.

  1. 165 kanala sahip bu şehirde kanal turu yapmadan dönmeyi düşünmüyorsunuzdur umarım. Evet, belki kanal turu size çok turistik bir aktiviteymiş gibi gelecek ki öyle ama inanın pek keyifli bir aktivite. Şehri bir de kanal üzerinde görmeden dönmeyin derim.

Bilsen iyi olur: Kanal turu kişi başı 16 €. Şehirde çok sayıda kanal turu satın alabileceğiniz yer var. Müzeler bölgesinden başlayabilirsiniz mesela. Kanal turu 1,5 saat sürüyor ama sıkılırsanız istediğiniz bir noktadan turu bırakabilirsiniz.

  1. Amsterdam’da Venedik’ten daha çok köprü olduğunu biliyor muydunuz? İnanın ben de bilmiyordum ama Amsterdam’da tam tamına 1,753 tane köprü var! Haritada işaretlediğiniz bir yere doğru yürürken normal yoldan daha çok köprü üzerinde yürüyorsunuz. Bu yüzden Amsterdam’ı yürüyerek keşfedin derim. En instagramlık Amsterdam fotoğrafı için ise istikamet Seven Bridges. Adından da anlaşılacağı gibi 7 köprüyü bir arada görebileceğiniz bir yer.

Bilsen iyi olur: Fotoğraf çekmek için biraz-cık sıra bekleyebilirsiniz :)

Yemeden Dönme:

178 farklı milliyetten insanın birarada yaşadığı bir şehir düşünün. Evet, orası Amsterdam! Bu kadar farklılığa sahip olup, mutlu mesut ve barış içinde yaşamak bizim hasret olduğumuz bir şey olunca insan daha çok özeniyor bu tip yerlerde yaşamaya. Bu farklılığı Amsterdam sokaklarına yayılan birbirinden farklı restoranlarda da görebilirsiniz. Dünya mutfağı konusunda Amsterdam bir cennet. Benim deneyip, lezzetinden parmaklarımı ısırdığım yeme-içme lokasyonları şöyle;

  1. Omelegg – De Pijp: Dünyanın en lezzetli omletleri burada! O kadar çok çeşit var ki hangisini yiyeceğinize karar veremiyorsunuz. İçerisi de çok keyifli. Üstelik sabah 7’de açılıyor! Fiyatlar makul. Omletleri hazırladıkları tezgahı görebilecek şekilde bir masa seçin zira çalışanlardan biri mütemadiyen yumurta kırıyor :)

Bonus: Omlet dışında kruvasanları da kendileri yapıyorlar. Zaten içeriye girince burnunuzu dolduran çikolatalı kruvasan kokusunun gazına gelip omlet yanına bir de çikolatalı kruvasan isteyeceksiniz :)

Adres: Ferdinand Bolstraat, 143 Amsterdam

Bilsen iyi olur: Pazartesi’den Cuma’ya sabah 7’den öğleden sonra 4’e kadar, Cumartesi-Pazar sabah 8’den öğleden sonra 4’e kadar açık.

  1. Coffee & Coconut: 1920’lerin sinemasını bir cafeye dönüştürdüklerini hayal edin. Durun, hayal etmeyin madem Amsterdam’a gideceksiniz oraya gidin ve o atmosferi bir flat white eşliğinde yerinde görün. İnanılmaz büyük, dekorayonu çok keyifli, sohbetlerden havaya uçuşan kelimelere karışan müzik sesi… Ben buraya ba yıl dım! İster kahve içmeye gidin ister öğlen yemeğine ister gece kokteyl içmeye ama burayı bence mutlaka görün.

Adres: Ceintuurbaan 282-284, Amsterdam

Bilsen iyi olur: Pazartesi-Cuma günleri arasında sabah 7 gece 11, Cumartesi-Pazar günleri sabah 8 gece 11 saatleri arasında açık.

  1. Lombardo’s Burger: Minicik bir yer. Masası yok zaten. Sadece 4 kişinin oturabileceği bir bar masası var. İçeri girer girmez sipariş vermek biraz zor, kuyruk var fakat o nasıl bir tat? O nasıl lezzetli bir hamburger! Lombardo’s Burger’ın mottosu “It is all about taste” yani diyor ki bizim derdimiz lezzet. Klasik hamburgerlerin yanı sıra içine yumurta, avakado ve mantar gibi ekstra topping koydurabiliyorsunuz. Benim favorim Hangover Burger oldu!

Adres: Nieuwe Spiegelstraat 50, Amsterdam

Bilsen iyi olur: Her gün 11.00-21.00 saatleri arasında açık.

  1. De Laatste Kruimel: Tamamen tesadüfen çıktı karşımıza. Üstelik henüz tatlı yemiş, kahve içmişken ama o kadar nostaljik ve iştah kabartan bir vitrini var ki kendimizi içeride Americano içerken bulduk. Birbirinden farklı kek, turta, pasta, kurabiye, kiş, börek gibi yiyeceklerle dolu vitrininden beğendiğinizi alıp kasaya gidiyorsunuz. Yanına bir de kahve siparişi verip arkaya doğru ilerleyin ve pencerenin hemen yanındaki dantel masa örtülü yuvarlak masaya oturun. Tanrım! O kadar nostaljik, o kadar tatlı bir yer ki. Sahi, biz ne zaman ışınlanabileceğiz?

Adres:  Langebrugsteeg 4, Amsterdam

Bilsen iyi olur: Her gün sabah 8.00 akşam 8.00 saatleri arasında açık.

  1. Winkel 43: Amsterdam’ın Yahudi bölgesi Jordaan’da bulunan Winkel 43’ü Instagram’dan beni takip edip öneren biri sayesinde keşfettim. Burası kafe gibi bir yer değil. Daha çok pub gibi ama elmalı turta ve nane çayı ile ünlü :) Kapısında her daim kuyruk var ama elmalı turtası öyle lezzetli ki o sıra beklenir. Nane çayı büyük su bardağında geliyor. 2 kişi rahatça paylaşabilir. Elmalı turtası ise ne-fis!

Adres: Noordermarkt 43, Amsterdam

Bilsen iyi olur: Pazartesi ve Cumartesi günleri sabah 7 gece 3 arası, Salı’dan Cuma’ya sabah 8 gece 1, Pazar günü sabah 10 gece 1 saatleri arasında açık.

  1. Cafe de Klos: Boğazına düşkün gezginler burada mı? Amsterdam’a gidip Cafe de Klos’a gitmezseniz gerçekten olmaz. Hatta Amsterdam’a sadece spare ribs (domuz kaburgası) ya da lamb shoulder (kuzu omzu) yemek için bile gidebilirsiniz. İçerideki ortam şahane. Adı çok parizyen dursa da kendisi tam bir İngiliz. Bi’ pub havasında. Çok fazla masa yok. İçeride toplamda 20-25 kişi yemek yiyebiliyor. Rezervasyon kabul etmiyor ve tam açıldığı anda gitmezseniz uzun saatler beklemek zorunda kalabilirsiniz. Lam shoulder efsaneydi. 8 saat haşlanan kuzu omzu bir de kömür ateşi üzerinde kızartılıyor. Şuan ağzımın suyu aktı :( Mutlaka burada yemek yiyin!

Adres: Kerkstraat 41-43, Amsterdam

Bilsen iyi olur: Her gün 16:00-23.30 saatleri arasında açık.

Bonus: Kiloshop, Yine tesadüfen karşımıza çıkan yerlerden biri. Vitrinde deve tüyü rengi kabanı görüp koşar adımla içeri girdim ve mankenin üzerinden çıkarıp hemen denedim. Sanki benim ölçülerime göre dikilmiş bu kabana bayıldım. Uzun zamandır aradığım kabanı Amsterdam’a ikinci el bir mağazada bulacağım hiç aklıma gelmezdi. Şimdi dolabımda ikinci el enfes bir kabanım var. Vintage severlerin mutlaka görmesi gereken bir mağaza. Hatta mağaza-kafe. Girişte bulunan birkaç masası var. Alışveriş yaptıktan sonra oturup bir şeyler içebilirsiniz. Mağazanın isminden de anlaşılacağı gibi burada satılan ürünler kilo hesabı fiyatlandırılıyor. Bir vintage sever olarak ben çok sevdim. Eğer siz de seviyorsanız bence kaçırmayın.

Adres: Waterlooplein 189, Amsterdam

Bilsen iyi olur: Her gün 11:00-19:00 saatleri arasında açık.

Amsterdam’dan şimdilik bu kadar. Bir sonraki yazımda Amsterdam çevresindeki rüya kasabalardan bahsedeceğim.

p.s: Amsterdam seyahat yazısı okuyup cafeshop ve red light ile ilgili bir şeyler görmediniz ve şaşırdınız mı? Amsterdam’da sevmediğim tek şey sokaklardan taşan ot kokusuydu zira ben sigara kokusu bile benim için dayanılmazken ot, kokusu ile bile kafam iyi oldu. Red light bölgesine gidip, bu muymuş dedim ve ilginç gelmedi.

Haarlem Kasabası yazım için tıklayınız.

Amsterdam’ın Masalsı Kasabaları: Zaanse Schans, Edam, Volendam yazısı için tıklayınız.

Dünya benim evim’i facebooktan, instagramdan ve twitterdan takip edebilirsiniz.

Sevgiler

amsterdam-gezi-rehberiamsterdam-red-lightamsterdam-rehberiamsterdam-restoranlari-neredeamsterdam-vintage-shopamsterdam-yeme-icme-rehberiamsterdamda-neler-yapilir
Comments (10)
Add Comment
  • Cüneyt

    Amsterdam keyifli bir şehir bu keyfide yakalamanıza sevindim.Ben ilk defa 3.5 sene önce gitmiştim ve hayran kalmıştım, ilk fırsatta tek tercihim oluyor.İyi Gezmeler dileğiyle ?

    • Dünya BenimEvim

      Ben de çok sevdim Amsterdam’ı :)

    • Türkiye

      umarım bize de canlı görmek nasip olur :)

  • özlem

    Nereye gitsek, nereye gitsek diye düşünüp dururken aklımıza Amsterdam geldi. Şimdi gün sayıyoruz. Seyahatimize daha 2 ay var? Yola çıkmadan önce buradaki notlardan da faydalanacagim bir liste yapacağım mutlaka. Çok teşekkürler bu güzel yazı için? Ayrıca “tekabül” nasıl güzel, nasıl naif bir sözcüktür öyle. Biraz da iş gereği, her gün on kere filan kullanıyorum. Senin de dilinden düşmesin nolur. Böyle ilgi çekici bir blog sahibi olarak güzel Turkcemizin nadide sözcüklerini yaşatmak gibi bir misyon, sana çok yakışır bence? Ay çenem düştü, öpüyorum.

    • Dünya BenimEvim

      Ya ne kadar tatlısın Özlem :) Bahar geldi ya zaman daha çabuk geçer. Bir bakmışsın 2 ay geçip gitmiş bile :) Amsterdam çok keyifli bir şehir. Şimdiden keyifli bir seyahat diliyorum. Güzel sözlerin için çok teşekkür ederim. Çok sevgiler

  • Vera

    Çok üşüdünüz mü? Kuzeydeki şehirler beni bu açıdan çok korkutuyor:)

    • Dünya BenimEvim

      Hayır, üşümedik çok :)

  • Şehri Arslan

    Selam,

    Amsterdam’da şehrin biraz dışında ama toplu taşıma ile şehir merkezine yarım saat mesafede Holiday Inn Express Amsterdam – South diye bir otel var. Bu oteli ucuz Amsterdam oteli arayanlara tavsiye ederim. Özellikle iş seyahati için şehirde olanlara.

  • hülya

    Seyahatinizi hangi ay yapmıştınız hatırlıyor musunuz?