Avrupa

Seyahat etmenin en güzel yanlarından biri de dünyadaki lezzet duraklarına yapılan yolculuklar. Biz, çift olarak yemek yemeyi çok seviyoruz ve seyahate çıkmadan önce bizi hangi farklı lezzetlerin beklediğini araştırıyor, notlar alıyoruz. Özellikle lokal insanlar tarafından yazılan blogları takip…

Polonya’nın en güzel ve en renkli şehirlerinden biri olan Wroclaw rengarenk evleri, geniş meydanları, her köşe başında karşınıza çıkacak cüceleri ve üniversitesi ile ünlü bir şehir.

2015 yılının Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz Polonya seyahatimizin yazılarını seyahat etmekten ve üzerinden çok zaman geçtiği için yazmamıştım. Açıkçası yazmayı da düşünmüyordum fakat sonra kalbim elvermedi. İşte Polonya yazıları ile karşınızdayım :)

Güzelliği dillere destan bir kasaba. Öyle güzel ki; bakıp bakıp gerçek olduğuna şaşırıyor insan. Bir masalın içinde gibi ya da ne bileyim sanki bir rüyadaymışsın gibi… Öyle büyülü…

Dün bilgisayarda çoktan yazılmış ve saklanmış bir yazı buldum! Sevincime ortak olmak için Tiflis yazımı okuyun :)

Amsterdam’a gitmeden önce aldığım tavsiyelerden biri de Amsterdam çevresindeki kasabaları gezmekti ki bunu planlarıma çoktan koymuştum. Çünkü ben popüler şehirlerden çok o şehirlerin etrafındaki kasabaları gezmeyi daha çok seviyorum.

2016 yılının ilk seyahatini Amsterdam ile gerçekleştirdik. Amsterdam’a gideceğimi söylediğim insanlar ise bu duruma oldukça şaşırdı. Sen de Amsterdam’ı görmediysen artık dediler. Avrupa’daki köyleri, kasabaları dolaşmaktan Amsterdam’a ancak sıra geldi :)

Viyana gözlerimi kapatıp hayalini kurduğumda sokaklarından müzik taşan, gösterişli mimariye sahip, nazik insanları olan ve kahve evlerinden dışarıya sızan kahve kokusu ile hayal ettiğim bir yerdi.

Yazıma bir itirafla başlamak istiyorum. 6 yıl önce Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta Erasmus yaparken en yakın arkadaşlarımdan biri Gürcistanlıydı ve ben onunla yaptığımız bir sohbette Gürcistan’ın komşumuz olduğunu öğrendim. Sonra hep çok yakın hissettim onu kendime. Erasmus bitince herkesten…

Bir gün Instagram’da karşıma bir fotoğraf çıktı ve fotoğrafın yer kısmında Hallstatt yazıyordu. Adını daha önce duymadığım, hangi ülkede olduğunu bile bilmediğim bir yer. Bir an böyle bir yerin gerçek olduğuna inanamadım çünkü fotoğraf adeta bir tablo gibiydi. Adını unutmamak için hemen seyahat…