Bir gün hayal kurmakla ilgili bir atölyeye katıldım. Birbirini hiç tanımayan insanlardan oluşan bir grup oturup, hayal etmek üzerine birkaç saat geçirdik. Atölyenin son kısmında bir egzersiz yapıldı. Herkes hayalini bir kağıda yazıp, hayal onaylama gişesine gösterecekti ve hayal onaylama gişesindeki eğitmen de ya “Tebrikler! Hayaliniz gerçekleşti” ya da “Üzgünüm, tekrar hayal kurun” cevabını verecekti.
Hayal onaylama gişesine giden kişilerin bazıları olumlu bazıları ise olumsuz yanıt alıyordu ve olumsuz yanıt alan kişilere yeniden hayal kurması söyleniyordu. Fakat biz hayalin neye göre heyecanla kağıdımı gösterdim ve onaylanmadı! Resmen şok oldum ve ne yalan söyleyeyim sanki bu egzersiz gerçekmiş gibi üzüldüm.
Sonra herkes hayallerini sesli bir şekilde söyledi. O an hepimiz anladık ki eğitmen gerçekleşmesi olası şeyleri bir hayal olarak görmüyordu. Bir şeyin hayal olabilmesi için gerçekten çok ütopik bir şey olması gerektiğini söylüyor ve bizi zihnimizde kurduğumuz şeyleri aslında kolaylıkla gerçekleştirebileceğimiz konusunda motive ediyordu.
“Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere.” –Albert Einstein–
O günden sonra evdeki kara tahtaya “Bugün neyin hayalini kurdun?” sorusunu yazdım ve her eve geldiğimde o gün neyin hayalini kurduğumu düşündüm. Bazı günler hiç hayal kurmadığım gerçeği ile yüzleşiyor, kendimi kötü hissediyordum. Bazı günler ise içimde büyük bir coşkuyla kendime kurduğum hayalleri hatırlatıyordum.
Yukarıda Albert Einstein’ın hayal kurmakla ilgili söylediği cümle aslında çok şey anlatıyor. Fizik gibi bir bilim dalı ile ilgilenen birinin kurduğu bu cümleden ben şunu anlıyorum; her şey hayal etmekle başlıyor ve Einstein İzafiyet Teori’sini hayal kurabildiği için buldu.
Artık odak noktamda hayal kurma eylemi vardı ve kendimi çoğu zaman bu kavram üzerine düşünürken buluyordum. Kendimi kötü hissettiğim her an – evet ben de kendimi kötü hissedebiliyorum- kurduğum hayalleri düşünüp, kendimi daha iyi hissetmeye başlayınca hayal kurmanın nasıl mucizevi bir şey olduğunu gördüm.
Hatırlar mısınız ikigai ile ilgili bir yazı yazmıştım. Hani her sabah bizi yataktan dışarı çıkaran şey nedir diye bir soru yöneltmiştim. Hala spesifik olarak tanımlayamasam da beni her sabah yataktan çıkaran şeyin hayallerime bir an önce ulaşma isteği ve tutku duyduğum şeyler olduğunu keşfettim.
Hayal kurdukça ve kurduğum hayalleri gerçekleştirip, bunu etrafımla paylaşınca başkalarına da ilham olabildiğimi gördüm ve bunun getirdiği kişisel tatmini kelimelerle anlatmam inanın çok zor. Üstelik ben sadece yazı yazıyorum diye düşünürken bunları yaşamam beni daha çok hayal kurmaya ve bunları daha çok paylaşmaya yöneltti.
İçinde yaşadığımız coğrafya ve son birkaç yılda yaşadığımız politik gerilimlerden ötürü kurduğumuz hayaller çoğu kez kursağımızda kalsa bile dış etkenler hayal kurmamızı etkilememeli. Sabah metroya bindiğimde gördüğüm mutsuz insan sayısı o kadar fazla ki bu insanların hayal kurduğunu bile düşünmüyorum. Tek dert bir yerden sonra “aman başıma bir şey gelmeden evime gideyim, aman işimden olmayayım, aman düzenim bozulmasın” oluyor ama asıl mucize o düzenin dışına çıktığımızda yaşanıyor. Bunu yazmış olmak için yazmıyorum. Tamamen deneyimlerime istinaden söylüyorum. Şuanda sahip olduğum her şey o düzen çemberinin dışına çıkabilmeye cesaret edebilmem sayesinde.
Eğer ölümden sonra bir yaşam yok ise bu hayatı sadece bi kerecik yaşıyoruz. Bu yaşamı hayal kurup, gerçekleştirerek ve bundan mutluluk duyarak yaşamak varken o rutine saplanmak neden?
Hayal onaylama gişesine gösterdiğim kağıdın üzerinde “dünyayı gezmek istiyorum” yazıyordu ve eğitmen bunu bir hayal olarak görmedi çünkü dünyayı gezmek gerçekleşmesi çok olağan bir şey. Fakat dünyayı hiç araç kullanmadan yürüyerek gezmek bir hayal olabilir, olabilitesi daha zorlu olduğu için.
Petra’yı görmek gibi bir hayalim vardı ve bu gece Petra’ya doğru yola çıkacağımı düşünürsek eğitmenin ne kadar haklı olduğunu görebiliriz.
Beynimiz bizden aldığı emirleri gerçekleştirmek üzere tasarlanmış. Ona hayallerinizi anlatın ve her gün başınızı yastığa koyduğunuzda “Bugün neyin hayalini kurmak heyecanlandırdı beni?” diye düşünün.
Ben her zaman denemekten yanayım. Sonu olumsuz olsa bile hayalini kurduğum şeyi gerçekleştirmekten yana…
Sevgiyle
Dünya benim evim’i facebooktan, instagramdan ve twitterdan takip edebilirsiniz.
Merhaba Öznur,
Nereden başlayacağımı bilemedim ama artık yorum atmam gerektiğini düşündüm :) Bu Şubat’ın başında bloğunu keşfettim ve okumaya başladığım ilk yazından itibaren sanki bir roman okuyormuşcasına beni içine çekti ve her gün yazılarını (post) okumaya başladım. Okudukça da ilham aldım. Anlatım dilin, yazındaki detaylar, verdiğin tüyolar çok hoşuma gitti ve bu durumu kendime benzettim bende gezmeyi çok seven biriyim çevreme, arkadaşlarıma gezdiğim yerleri detaylı olarak anlatmayı çok seviyorum ki onlar da faydalansın. Böyle özenli paylaşımlarda bulunduğun ve pozitif düşüncelere sahip olduğun için gerçekten mutlu oldum :) Yazmak için bu içeriği seçtim çünkü bende hayal kurmanın gücüne çok inanıyorum gerçi hayattaki bazı durumlarda bunu es geçebiliyoruz ya da unutabiliyoruz ama hayal kurdukça önümüzün daha güneşli olduğunu düşünüyorum. Aileme ve yakın arkadaşlarıma bloğundan bahsettim, bahsederken ki heyecanımı görmeliydin :D Mektup gibi oldu biraz aslında söylemek istediğim daha çok şey var, bana ilham olduğun için çok teşekkür ederim. Gene yazacağım,
Sevgiler<3
Gülsev merhaba :) İnan ben de nereden başlayacağımı bilemiyorum. Öncelikle tabii ki vakit ayırıp benimle beni böylesine motive eden bir mesaj paylaştığın için teşekkür ederim. İlkokuldan itibaren yazmayı hep çok sevdim ve yıllar içinde hep bir blog açtım yazdım, çizdim ama istikrarla devam etmedim. İlk defa Dünya Benim Evim’i böylesine düzenli yazıyorum ve bunun en büyük sebebi tabii ki birilerinin bloguma girip yazılarımı okuması. Ben bazen sadece okunma rakamlarını görüyorum ama tabii ki daha motive ve mutlu eden şey böyle samimi geri dönüşler almak. Yazılarımın birilerine dokunuyor olması benim için çok büyük bir mutluluk. Tüm güzel sözlerin için çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettin, diliyorum bu mutluluk çoğalarak sana dönsün.
Çok sevgiler