Amalfi bir rüya gibi, Amalfi bir masal gibi, Amalfi bu dünyanın insanlığa sunduğu bir armağan gibi…
Sorrento’dan yola çıkmış, Amalfi Kıyıları’nın turistik olmayan kasabası Furore’ye, konaklayacağımız eve doğru gidiyorduk. Yaklaşık bir saatlik bi yolculuktan sonra yol aynen google map’te gördüğümüz gibi kıvrılmaya başladı. Hemen sonra kendimizi kelimelerle anlatılamayacak güzellikte doğanın içinde bulduk. Arabanın camını sonuna kadar açıp derin derin nefes almaya başladım. Bir tarafımda keskin yamaçlar, diğer tarafımda yemyeşil dağlar ve kulağımda kuş cıvıltıları. Amalfi Kıyıları için bir cennet diyorlardı ve sanırım ben gerçekten de bir cennetdeydim.
Doğanın kalbinde yavaş yavaş ilerlerken kalacağımız evin nasıl bir yerde olduğunu hayal bile edemiyordum çünkü dağlık bir ormanın içinde yol alıyorduk ve bana göre burdan sonrasında bir yerleşim yeri olamazdı. Fakat öyle olmadı… O dik yokuşu da çıktıktan sonra bizi öyle bir manzara karşıladı ki hayatımda bu kadar uçsuz bucaksız bir mavi görmemiştim. Arabayı yol kenarına bıraktık ve hemen yolun kenarında bulunan minik izleme terasına çıktık.
Kalbim tam olarak ağzımda atıyordu. Gördüğüm manzara olağanüstüydü. Gökyüzünün mavisi ile Akdeniz’in mavisi birbirine karışmıştı ve ben gök nerde başlıyor, deniz nerede bitiyor göremiyordum. Karşımda uçsuz bucaksız bir sonsuzluk vardı, paralelimde ise üzüm bağı terasları ve yemyeşil ağaçlar arasında küçük küçük evler. Manzara karşısında büyülenmiştim. O sonsuzluğa bakarken ben insan olarak ne kadar küçük bir varlığım diye düşündüm. Sonra bir özgürlük hissi geldi. Gözlerimi kapattım ve kollarımı bu sonsuz maviye açtım. Böyle anların hafızama kazınmasını istiyorum ve bana hissettirdiklerinin unutulmaz olmasını istiyorum. Güney İtalya seyahatimizin Amalfi Kıyıları kısmı işte böyle büyülü başladı…
Amalfi Kıyıları Nerede?
Amalfi Kıyıları, Sorrento ile Salerno arasında yer alıyor ve İtalyanlar, Güney İtalya’nın gözbebeği Amalfi Kıyıları’na Costiera Amalfitana diyor.
Amalfi Kıyıları’na Nasıl Gidilir?
Dünyanın en keyifli road trip rotalarından biri Amalfi Kıyıları. Biz hayallerimizi gerçekleştirerek Amalfi Kıyıları rotasını Fiat 500’müz ile gezdik. Biz Amalfi Kıyıları’nı Mayıs ayında gezdiğimiz için hiç trafikte kalmadık fakat Haziran, Temmuz ve özellikle Ağustos gibi yüksek sezonda gidecekseniz araba kiralamak seyahatinizi bir işkenceye dönüştürebilir. Çünkü Amalfi Kıyıları’nın yolları dar ve keskin virajlı ve bu bölge çok turistik olduğundan saatlerce arabada mahsur kalabilirsiniz. Bir de tabii ki park sorunu. Çok az sayıda park yeri olduğu için birçok otopark rezervasyonlu çalışıyor. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızda fayda var. Biz sezon dışında böyle bir sorunla karşılaşmadık.
Eğer araba kiralamazsanız Amalfi Kıyıları’nı otobüsle gezebilirsiniz ama ben sizin yerinizde olsam en kötü Vespa kiralarım. Bir de tabii ki deniz yolu ile Amalfi Kıyıları’na ulaşabilirsiniz.
Amalfi Kıyıları’nda Konaklama Nerede Yapılır?
Biliyorum Positano’da kalmak istiyorsun ama Positano, Amalfi Kıyıları’nın en pahalı, en turistik, en kalabalık kasabası. Benim tavsiyem turistik olmayan bir kasabada kalıp, diğer kasabalara günübirlik gitmeniz. Bu sebeple bölgenin orta kısımlarında kalırsanız görmek istediğiniz kasabaları yollarda çok vakit kaybetmeden görebilirsiniz. Biz Furore’de kalıp etrafı gezdik. Konaklama ile ilgili bilgileri Güney İtalya ile ilgili genel bilgileri paylaştığım şu yazımda okuyabilirsiniz.
Amalfi Kıyıları’na Ne Zaman Gidilir?
Biz Mayıs ayında gittik ve gerçekten çok keyif aldık. Mayıs ayında bile çok sakin olduğunu söyleyemem ama inanın hem havanın çok aşırı sıcak olmaması hem de çok kalabalık olmaması açısından Mayıs ayı süper bir zamanlama. Bir de Ekim ayı aynı şekilde. Eylül de bir opsiyon olabilir ama kesinlikle Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında gitmeyin derim. Yani eğer planlayabiliyorsanız tabii ki. Ayrıca hava sıcaklığı ve kalabalık hiç umrumda değil derseniz istediğiniz zaman gidebilirsiniz tabii ki :)
Amalfi Kıyıları’nda Hangi Kasabaları Gezelim?
Amalfi Kıyıları denize dik inen yamaçlar üzerine kurulu birçok kasabanın bulunduğu bir bölge. Yamaçlardan denize ve gökyüzüne bakmak ayrı güzel, denizden rengarenk balkonlu evlerin ortaya çıkardığı renk cümbüşüne bakmak ayrı güzel. Bir de Amalfi Kıyıları’nın inanılmaz etkileyici bir mimarisi var. Denizden bakınca evler sanki birbirinin üzerindeymiş gibi duruyor.
Mimarisiyle, doğasıyla, sunduğu lezzetlerle, manzarasıyla, insanıyla Amalfi Kıyıları inanılmaz büyüleyici bir bölge ve ne yapın edin hayatınızda burayı bir kerecik görün derim.
Amalfi Kıyıları’nda irili ufaklı birçok yerlerim alanı var. Ben kasaba diyorum ama birçoğu aslında köy kadar küçük. Biz Furore, Conca dei Marini, Amalfi, Atrani, Minori, Ravello, Praia ve Positano’yu rotamıza ekledik. Şimdi sırasıyla bu kasabalarda neler yapılır, neler alınır, neler yenir paylaşacağım.
Furore
Mini minicik bir Amalfi köyü. Ben manzarasının adına sonsuz mavi diyorum çünkü gökyüzü ve deniz birlikte dolayısıyla baktığınızda tek bir şey var; mavi… Sonsuz bir mavi. Furore Amalfi Kıyıları’nın tepelerinde yer aldığı için manzara konusunda çok bonkör. Bir de daha az turistik olması sebebiyle inanılmaz huzurlu.
Görmeden dönme:
Furore’de o sonsuz maviyi hafızalarınıza kazımadan ve Fiorde di Furore’yi görmeden dönmeyin. Furore Fiyordu adeta gizli bir vadi. Fiyordun bulunduğu yer size harika anlar yaşatacak, eminim. Dikkat dikkat! Furore ve Furore Fiyordu tamamen farklı iki yer. Furore kasabası Amalfi Kıyıları’nın tepe bölgesinde bulunurken, Furore Fiyordu kıyı şeridine daha yakın yerde bulunuyor.
Furore Restoran Tavsiyesi:
L’lncanto Restaurant, Via Nespoli, 84010, Furore
Gökyüzünde yemek yemek ister misiniz? Yerden metrelerce yüksekte bir tepeye kurulu olan L’lncanto Restaurant’a evinde kaldığımız Mario’nun tavsiyesi üzerine gittik ve dünyanın en güzel manzaralarından birine karşı yemek yedik. Minicik balkonundaki iki kişilik masalardan birine oturup dakikalarca hiç durmadan bakıp bakıp şu anın gerçek olduğuna inanamıyorum dediğimi dün gibi hatırlıyorum :) Lezzet, fiyat, servis ve manzara bakımından dört dörtlük bu restorana Amalfi Kıyıları seyahatinizde mutlaka uğrayın derim.
Mutlaka yemelisin: Başlangıç olarak hazırlanan deniz mahsülleri tabağı, deniz mahsüllü risotto ve panna cotta.
Bacco Ristorante, Via Giambattista Lama, 9, 84010 Furore
1930 yılından beri hizmet veren Bacco Ristorante’nin öyle bir manzarası var ki gerçek olduğuna inandıramıyor insan kendini. Yemekler, restoranın ambiyansı, müzik, servis her anlamda çok memnun kaldığımız bir yer oldu. Bacco Ristorante’de akşam yemeği yemek istiyorsanız mutlaka hava kararmadan gidin ve bizim gibi prosecco ile manzaranın keyfini çıkarın çünkü hava karardıktan sonra manzaraya dair tek şey eğer şanslıysanız yakamoz oluyor. Michelin yıldızlı bir restoran olmasına rağmen fiyatları astronomik değil zaten o manzaraya karşı yemek yemenin bedeli pahabiçilemez.
Conca dei Marini
Amalfi ve Furore arasında bulunan Conca dei Marini’nin tarihi diğer Amalfi kasabaları ile aynı. Bir balıkçı kasabası olan Conca dei Marini, Orta Çağ döneminde Amalfi Kıyıları bölgesinin en önemli deniz ticareti merkeziymiş. Yetenekli denizcileri ile ünlü Conca dei Marini kasabası rengarenk evleri, küçük kiliseleri ve eşsiz manzarası ile Amalfi Kıyıları’nda görmeniz gereken kasabalardan biri.
Görmeden dönme:
Monastery of St. Rosa: Conca dei Marini kasabasının girişinde sizi St. Rosa Manastırı karşılayacak. Kayalıklar üzerine inşaa edilen St. Rosa manastırından manzara tek kelime ile nefes kesici.
Grotto dello Smeraldo: Emerald su mağarası adını zümrüt yeşili anlamına gelen emerald’tan alıyor çünkü bu su mağarasında suyun rengi adeta zümrüt yeşili. 1932 yılında keşfedilen Emerald mağarasını tur eşliğinde kayıkla gezebilirsiniz.
Ceramiche Piccadily: Conca dei Marini’ye vardığınızda birbirinden farklı ve renkli seramiklerin yapıldığı ve satıldığı bu seramikçiyi mutlaka gezin. Amalfi Kıyıları renkli seramikleri ile ünlü ve yol kenarlarında çok sayıda seramik atölyeleri var. Ceramiche Piccadily, içerisinde küçük bir espresso barı olması sebebiyle bir kahve molası için bile uğramaya değer. El yapımı ve limon desenli espresso fincanlarında espresso içmek bi harika. Biz iki tane de evimiz için aldık. Artık sabahları espressomuzu limon desenli bu seramik fincanlarla içip Amalfi seyahatimizi hatırlıyoruz.
p.s: Fincanların tanesi 3.30 eur, espresso ise 1 eur :)
Marina di Conca: Kıyıya doğru inen dik merdivenleri bulup aşağı doğru inerken önünden geçtiğimiz rengarenk evlere bakıp “burada yaşayan insanlar var inanamıyorum” diye diye plaja indik. Amalfi Kıyıları’ndaki en güzel saklı plajlardan biri Marina di Conca. Rengarenk kayıkların bulunduğu plajda kendimi adeta bir tablonun içerisinde hissettim. Burası küçük, kendi halinde, saklı bir plaj. Birkaç tane de İtalyan ailelerin işlettiği restoran var. Biraz güneşlendikten sonra yağmur yağdı ve o kadar güzel bir andı kollarımı açıp her bir taneyi kucaklamak istedim. Üzerimizi giyindik ve yemek yemek üzere denizdeki minik kayıkların üzerindeki numarayı arayarak bize bir kayık yollamalarını istedik.
Conca dei Marini restoran tavsiyesi:
Zeffiro Sereno Bar Ristorante, Spiaggia della Vite, Amalfi
Amalfi Kıyıları’nda gelenek böyle. Mesela Zeffiro Sereno Ristorante’ye ulaşmak için bir kayığa ihtiyacınız var çünkü bu restoran küçük koylardan birinde ve bu koylara kara yolu ulaşımı yok. Telefonla çağırdığımız kayık bi 5 dakika sonra geldi ve hafif çiseleyen yağmurun altında kayıkla restorana ulaştık. Henüz saat 12:30 civarı olduğu için bizden başka kimse yoktu. Zeffiro, İtalyan bir aile tarafından işletiliyor. İnanılmaz salaş ve yemekler inanılmaz lezzetli. İşleten aile de çok tatlı. Amalfi kıyılarına gelip bu restoranda yemek yeme deneyimini yaşamadan dönmeyin bence. Yemeğimizi yedikten sonra hızlanan yağmurun altınca minik kayığımızla Marina di Conca’ya geri döndük. Restorana başka bir ulaşım olmadığı için bu kayıkla yolculuktan para almıyorlar :)
Mutlaka yemelisin: Amalfi Kıyıları’nın meşhur tatlısı delizie el limone yemeden buradan ayrılmayın.
Amalfi
Tüm bölgeye adını veren Amalfi, tarihi, kiliseleri, renkli ve sıradışı mimarisi ile dünyanın en turistik destinasyonlarından biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Amalfi, diğer Amalfi Kıyıları kasabalarına göre daha büyük ve daha kalabalık.
Deniz ile yüksek dağlar arasındaki bölgeye kurulmuş bu kasaba daha ilk görüşte sizi kalbinizden yakalayacak. Denizden esen tatlı rüzgar Amalfi sokaklarını gezerken size eşlik edecek. Bölgenin en büyük yerleşimi de olsa o kadar küçük ki yürüyerek birkaç saat içinde her yeri gezebilirsiniz. Biz de öyle yaptık. Yürümeye başladık ve kendimizi St. Andrew Katedrali’nin bulunduğu duomo meydanında bulduk. St. Andrew Katedrali’nin merdivenlerinden çıkıp meydanı izlemek gerçekten harika. Biz katedralin içini gezmedik fakat gezmek isterseniz ziyarete açık. Meydanı tepeden izledikten sonra via Lorenzo di Amalfi sokağında gezinmeye başladık. Bu sokak Amalfi’nin en kalabalık en turistik sokağı. Küçük küçük seramik malzemelerinin satıldığı hediyelik eşyacılar da bu sokakta, Amalfi’nin meşhur külahta deniz mahsülleri satan büfeleri de, limonlu dondurma satan dondurmacıları da.
Biz Amalfi Kıyıları’nın hep en sakin anını deneyimlemiştik fakat Amalfi bunun aksine gerçekten çok kalabalıktı. Hava da o gün yağmurluydu. Belki de bu yüzden en çok Amalfi’yi merak ederken bir anda kendimi hadi gezelim gidelim derken buldum :)
Görmeden dönme:
Piazza Duomo, St. Andrew Katedrali ve Via Lorenzo di Amalfi’ye ek olarak Piazza dei Dogi ve Piazza Flavio Gioza’yı da mutlaka görün. Fakat eğer siz de kalabalıktan bizin gibi sıkılırsanız Amalfi’nin yamaçlara çıkan merdivenlerinden birinden çıkarak kasabanın daha sakin halini yaşayabilirsiniz. Biz uzun bir yürüyüş yaparak Amalfi’nin pek fazla insan olmayan taraflarını da keşfettik ve kendimizi bir anda limon ağaçlarının içinde bulduk.
Amalfi cafe önerisi:
Duomo meydanında bulunan Bar C. Francese Amalfi’nin en önemli meydanında bulunması sebebiyle her daim kalabalık. Eğer şanslıysanız meydana bakan masalardan birine oturup kahve içebilirsiniz.
Bir de limanda çok tatlı bir espresso bar var ki mutlaka sabah kahvaltınızı burada yapın. Bar Flavio Gioia tipik bir İtalyan barı. Bir Amalfi’den Capri’ye giderken sabah kahvaltımızı burada yaptık ve İtalyanların vücut dilini neredeyse öğreniyorduk ki tekneyi yakalamak için limana döndük :) Bu tatlı insanlar sabah sabah nasıl bu kadar gürültülü olabiliyor aklım bir türlü ermiyor :)
Barında kruvasan yemeden ve espresso içmeden ne demek istediğimi anlamayacaksınız :)
Bonus: Oslo’da giydiğim bi bluz vardı. Çok çok fazla soran olmuştu nereden aldım diye. İşte o bluzu Amalfi’den aldım. Çok farklı şeylerin satıldığı Antica Sartoria’ya uğrayın derim :)
Atrani
Sadece Amalfi Kıyıları’nın değil tüm Güney İtalya’nın en en en minicik yerleşim yeri Atrani. Beyaz evleri, balkonlardan süzülen renkli çiçekleri, daracık sokakları ve o meşhur plajı ile Amalfi Kıyıları rotanızda mutlaka göreceğiniz bir yer çünkü Atrani, Amalfi’ye yürüyerek 5 dakika :) Son derece iyi bir şekilde korunmuş bu Orta Çağ kasabasına vardığımızda o kadar çok yağmur yağıyordu ki yağmurluklarımıza rağmen çok fazla gezemedik çünkü bacaklarım donuyordu :)
Ravello
Denizden yaklaşık 350 metre yüksekte, bir tepeye kurulan ve sadece 2500 kişinin yaşadığı Ravello kasabası Amalfi Kıyıları seyahatinizde mutlaka görmeniz gereken bir yer. Ravello’ya dönemeçli ve daracık yollardan geçerek ulaştık ve bizi tipik bir şekilde Duomo meydanı karşıladı. Pazar günü olması dolayısıyla en şık kıyafetlerini giyinip ayine gelen insanlarla doluydu Ravello’daki Duomo meydanı. Meydanda biraz vakit geçirdikten sonra asıl görmek istediğimiz yere Villa Rufolo’ya gittik.
Görmeden dönme:
Villa Rufolo: Şimdi ben yine manzara diyeceğim ve sen diyeceksin ki ay yeter ama deme, şu aşağıdaki fotoğrafa bi baksana ben manzara demeyeyim de kim desin?
İtalya’nın zengin ailelerinden Rufolo ailesinin yaptırdığı Villa Rufolo, cennete açılan kapı gibi. İçerisinde birbirinden renkli ve farklı birçok bitkinin, çeşmelerin ve heykellerin bulunduğu Villa Rufolo asıl vuruşu uçsuz bucaksız manzarayi ayaklarınızın altına seren terası ile yapıyor. Manzara öyle ki sanki denizin üzerinde uçuyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Saatler bile geçirseniz bu manzaraya doyamıyorsunuz. Tek kelime ile şahane! Mutlaka görün.
Villa Cimbrone: Ravello’da görmeniz gereken bir diğer bahçe Villa Cimbrone. The Terrace of Infinity yani Sonsuzluk Terası ile ünlü Villa Cimbrone’nin tarihi 11. yüzyıla kadar gidiyor. Sonsuzluk terasına geldiğimizde kalbim ağzımda atıyordu. Gördüklerim karşısında hayal gücümün ne kadar zayıf olduğu gerçeğiyle yüzleştim çünkü inanın ben meditasyon yaparken bile kendimi böyle bir manzaranın içinde hayal etmedim hiç. Gördüklerim karşısında büyülendim. Görünce siz de bana hak vereceksiniz, eminim. Sonsuzluk Terası’nın bir alt katında çok güzel bir bölüm var. Ferforjeden masa ve sandalyeler var. İşte orada mutlaka oturup, zaman geçirin. Bar Belvedere diye geçiyor. Biz proseccolarımızı tokuştururken yine hayaller kurduk…
Minori
Roma döneminde soyluların yaşadığı Minori’ye vardığımızda kasaba adeta bomboştu. Yağmurdan dolayı mı bu kadar sessizdi bilmiyorum ama sokaklarda yürürken kendimi yaşamın olmadığı bir yerde geziyormuşum gibi hissettim. Diğer Amalfi kasabalarına göre Minori oldukça büyük. Minori ile ilgili çok tatlı iki anımız var. Sokaklarda yürürken bi yaşlı teyzenin beni durdurdu ve İtalyanca bir şeyler söyledi. Muhtemelen hava soğuk, neden böyle giyindin dediğini tahmin ediyorum. Çünkü vücut dilinden anladığım kadarıyla söylediği bundan başka bir şey olamazdı :) Diğer bir anımız ise bi şarküteriye girdik. Küçücük ve çook eski. Birkaç müşteriden sonra sıra bize geldi ve zorlu iletişimin ardından evimize bayılarak yediğimiz prosciutto aldık. Şarküterinin sahibi öyle tatlıydı ki ağzımızın sulandığını görünce birkaç dilim kesip bize ikram etti :)
Minori ile ilgili şurayı görün diyebileceğim pek bir şey yok. Eğer vaktiniz varsa gidin ama özellikle gitmek için çok vakit ayırmanıza gerek yok bence. Biz de sokaklarında dolaştıktan sonra kasabadan ayrıldık.
Praiano
Positano ve Conce dei Marini arasında bulunan bu küçük kasaba geçmişten günümüze hala bir balıkçı kasabası. Praiano’nun harika bir plajı var ve yamaca dik inen kayalıkların ortaya yine harika manzaralar çıkarıyor. Biz Praiano’ya patronumun tavsiye ettiği bir restoranda yemek yemek için gittik. İyi ki biraz erken gitmişiz de Praiano’nun güzelliğini gün ışığında görebilmişiz.
Praiano restoran önerisi:
Trattoria da Armandino, via Praiano, 1
Tek kelime ile muhteşem! Manzara muhteşem, yemekler muhteşem, restoranın sahibi Armandino muhteşem! Mutlaka bu restoranda yemek yiyin, pişman olmayacaksınız.
Restoran bir aile işletmesi. Armandino, tüm nazikliği ve tatlılığıyla siparişimizi almak üzere yanımıza gelince, bildiğim tüm İtalyanca kelimeleri kullanarak sipariş verdim. Nasıl mutlu oldu, nasıl hoşuna gitti anlatamam :) Yediğimiz her şey inanılmaz lezizdi. Burası saklı bir cennet gibi. Mutlaka görün…
Mutlaka yemelisin: Limonlu risotto!
İtalya’nın birçok şehrine ve kasabasına gittim ama beni en en en derinden etkileyen yer Amalfi Kıyıları oldu. İtalyanların çok meşhur bir sözü vardır ya “La Dolce Vita” yani “Tatlı Hayat” diye işte Amalfi Kıyıları’nı gezerken bu sözün önemini ve nereden geldiğini anlamış oldum :) Bir diğer ünlü sözleri ise “Dolce far Niente” yani “hiçbir şey yapmamanın verdiği keyif” anlamına geliyor ve Amalfi Kıyıları hiçbir şey yapmadan eşsiz manzaraları izlemek için harika bir yer :)
Amalfi Kıyıları, sarp yamaçlara kurulu renkli kasabalarıyla, sonsuzluğa uzayıp giden eşsiz manzaralarıyla, daracık ve bol virajlı baş döndürücü yollarıyla, lezzetli yemekleriyle, sıcakkanlı insanıyla bize harika anlar yaşattı. Amalfi Kıyıları çok turistik olmasına rağmen kasabalar, doğa, mimari o kadar iyi bir şekilde korunmuş ki İtalyanlara bir kez daha hayran oldum.
Bir kez daha gidebilmeyi çok çok isterim.
p.s: Amalfi Kıyıları’nın en ünlü yerleşimi Positano’yu ayrı bir yazıda yazacağım.
p.s 2: Eğer Amalfi Kıyılarını araba kiralayarak gezecekseniz yola çıkmadan ne kadar sürede gideceğinizi hesaplarken karşınıza çıkacak enfes manzaralarda durma süresini de ekleyin :) Çünkü ben sürekli Cemal’i durdurup 20 dakika gideceğimiz yere 45 dakikada gitmemizi sağladım.
Dünya benim evim’i facebooktan, instagramdan ve twitterdan takip edebilirsiniz.
Bu rotanın ilk yazısı Güney İtalya Gezi Rehberi yazısı için tıklayınız.
Bu rotanın ikinci yazısı Napoli: Bohem sokaklar, sıcakkanlı italyanlar ve dünyanın en lezzetli pizzaları yazısı için tıklayınız.
Bu rotanın üçüncü yazısı Sokaklarından limon kokusu yükselen şehir: Sorrento yazısı için tıklayınız.
Bu rotanın dördüncü yazısı Maviye yolculuk: Capri Adası gezi rehberi yazısı için tıklayınız.
Sevgiler
Kaleminize saglik fotolar da super:)