Seyahat etmek, bir gün gitmek üzere hayalini kurduğun o ilk andan, seyahatin sonuna gelip, yaşadığın seyahat sonrası depresyona kadar tüm süreçleri ile çok öğretici, çok heyecanlı ve deneyim dolu bir yolculuk. Bu süreçte beni en çok heyecanlandıran şey seyahati planlama kısmı. Seyahati planlarken birçok kaynaktan yazılar okuyup, kendime notlar çıkarıyorum. Bunun yanı sıra gideceğim yer ile ilgili çekilmiş filmler varsa mutlaka izliyorum ya da yazılmış kitaplar varsa okuyorum.
Bazı şehirler için bu belki daha keyfi olabiliyor fakat eğer yolunuz bir gün Güney Afrika’ya düşerse bu coğrafya ile ilgili çekilmiş filmleri izlemek inanın çok öğretici olacak. Mesela ben Güney Afrika’ya bilet almadan önce buranın 43 yıl boyunca ırkçı bir rejimle yönetildiğini bilmiyordum. İzlediğim bir film sayesinde böyle bir gerçekle karşılaşmak suratıma tokat gibi çarpsa da Güney Afrika’ya gitmeden önce öğrendiğim için mutluydum. Böylelikle kendimi uzun süre Güney Afrika ile ilgili daha tarihi yazıları okurken buldum.
Bu yazımda ise sizlerle Güney Afrika’ya gitmeden önce izlemeniz gereken filmleri paylaşacağım.
Güney Afrika yapımı filmler
Güney Afrika film endüstrisi ile ün salmış bir ülke değil fakat bununla birlikte son 50 yıl içinde övülmeye değer birçok film de üretmiştir. Bu süre zarfı içinde çekilen filmlerin çok büyük bir bölümü ülkenin kara tarihi ırkçı rejim, diğer bir bölümü ise ülke nüfusunun büyük bir bölümünü etkileyen sosyal konuları içeriyor. Bu sebeple Güney Afrika ile ilgili izleyeceğiniz her film size umudun ve cesaretin neleri değiştirebileceği konusunda ilham veriyor.
- Mandela, Long Walk to Freedom
Güney Afrika ile ilgili izlediğim ilk film Mandela, Özgürlüğe Giden Yol oldu. Filmde Mandela’nın kabile yaşantısını, çocukluğunu, üniversite yıllarını, aşklarını, Robben Adasındaki yıllarını ve Güney Afrika’nin ilk demokratik seçimi ile başkan seçildiği döneme kadar uzanan hayatını konu alıyor. Ben filmi izlerken inanılmaz etkilenmiştim ve inanın, tenimin renginden utanmıştım. Bu film Güney Afrika’nın tarihi ve Mandela’nın hayatı ile ilgili birçok bilgiyi izleyiciye veriyor. Film biterken tüm hayatını insan hakları ve eşitlik uğruna savaşan, bu iki ilkeyi kendi varlığından bile üstün gören bir insanın hayatını izlemiş olacaksınız.
Bu yüzden Güney Afrika’ya gitmeden önce mutlaka izlemelisiniz. İlk kez bu filmde gördüğüm Robben Adasına gittiğimde ve Mandela’nın 27 yılını geçirdiği hücresini görünce göz yaşlarıma engel olamamıştım.
Film çok sayıda ödüle layık görüldü. U2’nun Mandela, Özgürlüğe Giden Yol filmi için bestelediği Ordinary Love şarkısı Golden Globes’ta En İyi Orjinal Şarkı ödülüne de layık görüldü.
- Searching for Sugarman
Hayatımda izlediğim en etkileyici filmdi diyebilirim. Hikaye 1970’li yıllarda Michigan eyaletinin Detroit şehrinde başlıyor. Meksika asıllı Sixto Rodriguez yapımcıları inanılmaz etkileyen sesi ile toplam iki tane albüm çıkarıyor fakat şaşırtıcı bir şekilde her ikisi de satmıyor ve hayatına inşaat işleri ile devam ediyor. Amerika’da tanınmayan hatta yaptığı albüm bile satılmayan Rodriguez Güney Afrika’da bir efsane olmuştur! Güney Afrikalı genç nesilin ilham kaynağı olan Rodriguez ve şarkıları o dönemde plak dükkanı olan Stephen Segerman ve Craig Bartholomew Strydom adında iki Güney Afrikalının dikkatini çekmiştir. Fakat daha ilginç olan şey Güney Afrikalıların Rodriguez’in öldüğünü sanması ama aslında adam hayatına mütevazi bir şekilde devam ediyor.
Film bu iki Güney Afrikalının Rodriguez’in kızına ulaşması ile aşırı aşırı güzel bir hale geliyor. Bu arada bu film kurgu değil tam bir gerçek hikaye!
Filmin en etkileyici anlarından biri Rodriguez’in 1998 yılında Cape Town’da konser verdiği sırada “thanks for keeping me alive” dediği an.
Ben bu filmi Cape Town ile ilgili tüm filmleri izleyeceğim kafasındayken buldum. Güney Afrika’ya gitmeden mutlaka izlemelisiniz!
Bu filmden sonra tam bir hafta sadece Rodriguez dinledim. Bu yazıyı okuduktan sonra bir de şarkılarını dinleyin derim. En sevdiğim şarkısı Sugar Man oldu.
- Goodbye Bafana (The Color of Freedom)
Nelson Mandela ve Robben Adası hapishanesi gardiyanı James Gregory arasındaki ilişkiyi anlatan bu film Güney Afrika ile ilgili izleyeceğiniz en etkileyici filmlerden biri. Film, James Gregory’nin Goodbye Bafana: Nelson Mandela, Tutuklum, Arkadaşım isimli kitabına dayanılarak kurgulanmış.
James Gregory beyaz bir Güney Afrikalıdır ve çocukluğu siyahların da yaşadığı bir çiftlikte geçmiştir. Siyah arkadaşlarının olması sebebi ile Bantu kabilesinin yerel dili olan xhosa dilini çok iyi konuşur. Yıllar sonra bu yeteneğini Nelson Mandela’nın mektup trafiğini yönetmek için kullanır ve mektupları sansürler. Fakat Mandela’nın özgürlük mücadelesi ırkçı gardiyan Gregory’i o kadar etkiliyor ki siyah insalara duyduğu nefret yerini giderek başka duygulara bırakıyor.
Yine gerçek bir hikaye ve yine çok etkilendiğim Güney Afrika filmlerinden biri.
Bilsen iyi olur: Bafana erkek çocuk demek.
https://youtu.be/OO4PSY84Gik
- Invictus
Cape Town’dan döndükten sonra izlediğim bu filmde Nelson Mandela artık ülkenin ilk siyah başkanı olarak görevinin başında yer alıyor.
Göreve geldiğinde beyaz Güney Afrikalılar, Nelson Mandela’nın tüm beyazların işine son vereceğini düşünür. Fakat Nelson Mandela ten renginden ve ekonomik sebeplerden ötürü ayrımcılığa maruz kalan siyahlarla, beyazları sporun uluslararası dilini kullanarak ortak noktada buluşturur.
Gidişatı oldukça kötü durumda olan Güney Afrika Ragbi Takımı 1995 yılındaki Dünya Ragbi Şampiyonasına hazırlanır. Fakat kazanma ihtimali o kadar düşüktür ki Nelson Mandela dışında kimse takımın kazanacağına inanmaz. Nelson Mandela, ragbi takımının kaptanı ile yakın bir ilişki kurarak Güney Afrika Ragbi Takımını dünya şampiyonu olmasında çok büyük bir rol oynar. Siyahlar ve beyazlar arasındaki ırkçı yaklaşım da artık eskisi gibi olmayacaktır.
Nelson Mandela’ya duyduğum hayranlığın tavan yapmasına sebep olan filmdir. Mutlaka izleyin.
Filmleri izledikten sonra yazın. Bakalım siz de benim kadar beğenecek misiniz?
Dünya benim evim’i facebooktan ve instagramdan takip edebilirsiniz :)
Harika bir konu olmu elinize salk :)